MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 5. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 25/12/2014NUMARASI : 2014/413-2014/1027Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, tarafların Küçükçekmece 3.Aile Mahkemesinin 2008/251 Esas sayılı ilamı ile boşandığını, müşterek çocuk Uğurcan'ın velayetinin anneye verilmesine ve aylık 100,00 TL nafakası ödenmesine karar verildiğini, bu nafaka miktarının Küçükçekmece 3.Aile Mahkemesinin 2011/671 esas sayılı dosyası ile 250.00 TL'ye çıkartıldığını, 1998 doğumlu müşterek çocuğun öğrenci olduğunu, davacı annenin maddi durumu kısıtlı olduğu için birçok gideri karşılayamadığını, davalı babanın da gidere katılma zorunluluğu bulunduğunu belirterek aylık nafakanın 1.500,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, usuli itirazlarda bulunmuş, diğer çocuğunun davalı babaya karşı açtığı yardım nafakası davasının eldeki dava ile birleştirilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile tarafların müşterek çocuğu lehine daha önceden takdir edilen aylık 250,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.TMK.'nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.Mahkemece, iştirak nafakası takdir edilirken; müşterek çocukların yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.( TMK. nun 330/1. maddesi ).Somut olayda, davacının ev hanımı olduğu, aylık 800 TL gelirinin olduğu, çocukları ile birlikte kendisine ait evde yaşadığı; davalının emlakçılık yaptığı, aylık 3.000 TL gelirinin olduğu, kira ödediği, 2011 model Fiat marka aracının olduğu anlaşılmaktadır.Buna göre mahkemece, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ile tarafların tespit edilen ve gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına göre TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde yüksek miktarda nafakaya hükmedilmesi hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.