MAHKEMESİ : VİRANŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/04/2014NUMARASI : 2013/145-2014/435Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin, davalının 6556 abone numaralı müşterisi olduğunu, davalı görevlilerinin 16.10.2012 tarihinde müvekkilinin sayacı hakkında kaçak tespit tutanağı tuttuğunu ve tutanağa istinaden 8.268,40 TL kaçak tahakkuku ve 34.892,30 TL kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam 43.160,70 TL'lik kaçak fatura düzenlendiğini, müvekkili hakkında düzenlenen bu faturaların doğru olmadığını, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını, kullanmış ise de bedelinin bu kadar olmadığını bu nedenle şimdilik müvekkilinin davalıya 8.268,40 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, 14/04/2014 tarihli dilekçesiyle talebini 16.669,89 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, davaya konu borca dayanak olarak davacının kaçak elektrik kullanması olduğunu, davacının kaçak elektrik kullanması nedeniyle hakkında tutanak düzenlendiğini, bu tutanağa istinaden de EPDK'nın hazırladığı yönetmelik hükümlerine uygun olarak borç tahakkuku yapıldığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya, davalı tarafından ............ numaralı 16/10/2012 tarihli kaçak tutanağına istinaden düzenlenen 43.160,70 TL'lik faturanın 16.670,50 TL kısmı kadar borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesiyle talep edilen bedellere karşılık borçlu olunmadığının tesbiti talebine ilişkindir.Uyuşmazlık; davacının kaçak elektrik kullanıp kullanmadığı, kullanılmış olsa bile tahakkuk ettirilen bedelin talep edilen bedel oranında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Uyuşmazlığın çözümünün, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği ve bilirkişinin görüşünün alınmasının gerekli olduğu açıktır. Somut olayda bilgisine başvurulan, elektrik mühendisi bilirkişisi 08.04.2014 havale tarihli raporda; abonenin kuruma tüm vergiler dahil toplam borcunun 26.490,20 TL olduğunu bildirmiş, bu rapor doğrultusunda mahkemece hüküm tesis edilmiştir. Ancak hazırlanan bilirkişi raporunun özellikle Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar hakkında 622 sayılı karar ile diğer mevzuatlarda yer alan esaslara uygun hazırlanmadığı anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda %2 TRT payı, %1 Enerji Fonu, %5 Belediye Tüketim Vergisi ve bu bedeller üzerinden hesaplanacak KDV'nin hesaplamaya dahil edilip edilmediği raporda gösterilmemiştir. Bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, davalı elektrik dağıtım şirketinin, davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin ve diğer alacak kalemlerinin, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’ne ve Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar hakkında 622 sayılı karara ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre hesaplanması için önceki bilirkişi dışındaki içinde elektrik mühendislerinin olduğu bilirkişilerden oluşturulacak üçlü bilirkişi heyetinden, denetime elverişli rapor alınması, davacı abone şirketin sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik bedelinin ve diğer alacak kalemlerinin duraksamasız belirlenmesi, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.6100 sayılı HMK'nın 26.maddesine göre; "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.". Davacı vekili tarafından sunulan 14.04.2014 tarihli dilekçeyle talep 16.669,89 TL olarak ıslah edilmiş, Mahkeme bu talebi aşarak 16.670,50 TL'ye hükmetmiş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.