Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15778 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19764 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 24/03/2014NUMARASI : 2013/115-2014/76Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; davacı ile davalı arasında iş ortaklığı yapılması konusunda mutabakata varıldığı ve ortak firma olan .......... Proje Müşavirlik Mühendislik Elektrik Mekanik İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. adlı şirketi kurduklarını, davacının ve davalının %45 hissesi olduğunu, kalan %10 hissenin dava dışı üçüncü şahsa ait olduğunu, birlikte iş yapma beklentisi içinde davacının davalıya malzeme verdiğini ve işin yapıldığı yere teslim ettiğini, ancak davalının ileriye yönelik iş yapamayacaklarını belirterek ortaklıktan vazgeçtiğini, davalıya verilen malzemelerin bedeli olan faturaların tahsili için davalı hakkında Kocaeli 7. İcra Müdürlüğünün 2013/1732 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek, takibe vaki itirazın iptalini ve %20 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; alacaklı tarafın dosyaya sunduğu faturalar ile müvekkilinden alacağı olduğu iddiasında bulunmuş ise de, 17.01.2013 tarihli tutanağa göre asıl davacının davalıya borçlu olduğunu, davalının davacıya 20.000,00TL – 15.000,00TL – 10.000,00TL – 10.000,00TL – 40.150,00 – 75.000,00TL - 75.000,00TL bedelli çekleri verdiğini, çek bedelleri toplamının 150.000,00 TL olduğunu, taraflar arasında yapılan hesaplama ile davacıdan 8.000,00 TL alacaklı olması nedeniyle de 17.01.2013 tarihli tutanağın düzenlendiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davalının savunmasına ileri sürülen 20.000,00TL ve 15.000,00 TL bedelli çeklerin davacının defterinde kayıtlı olduğu, davacı vekilinin 10.000,00'er TL'lik 2 adet çeki de 20.000,00 TL'lik ödenmeyen Akbank çeki yerine alındığını kabul ettiğini, iki adet 75.000,00 TL bedelli çeklerin de verildiğini, takibe konu yapıldığını haricen ödendiğini beyan ettiğini, sadece 40.150,00 TL'lik çeki kabul etmediğini, 40.150,00 TL'lik çekin dava dışı O. Ç. 'e verildiği ihtilafsız olduğundan, O. Ç. 'in 3.kişi olduğu, bu şahsa yapılan ödemenin davalıyı borçtan kurtarmayacağı, davalının bu konuda davacıya yeminde teklif etmediği nazara alınarak bu çek bedeli kadar borcun ödenmediğinin sübuta erdiği, bilirkişiden alınan rapora göre, davacının cari hesap alacağının, 186.530,86TL olduğu, icra takibi yapılan 75.000,00'er TL bedelli çeklerin ödeme yerine cari hesaptan düşülmesi nedeniyle bakiye 36.530,86 TL alacak bulunduğu tespit edilmiş ise de, 75.000,00'er TL bedelli çeklerin henüz ödenmediğinden 186.530,82 TL bakımından davanın kabulüne karar verilmiş, takibin bu miktar asıl alacak bakımından iptaline, 186.530,82 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda davacı; 30.10.2012 tarihli 20.000TL bedelli, 30.11.2012 tarihli 121.118TL bedelli, 31.12.2012 tarihli 21.412,31TL bedelli, 31.12.2012 tarihli 59.000,12TL bedelli olmak üzere toplam 221.530,82TL fatura alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatmıştır. Davalı ise; 30.01.2003 tarihli 20.000TL bedelli, 30.01.2013 tarihli 20.000TL bedelli, 15.02.2013 tarihli 15.000TL bedelli, 25.02.2013 tarihli 10.000TL bedelli, 22.03.2013 tarihli 10.000TL bedelli, 15.12.2013 tarihli 40.150TL bedelli, 30.04.2013 tarihli 75.000TL bedelli, 30.06.2013 tarihli 75.000TL bedelli çekler ile takibe konu fatura bedellerini ödediğini iddia etmiştir. Dosyada alınan 21.10.2013 havale tarihli bilirkişi raporu ile davacının 186.530,82TL alacağının olduğunun tespit edilmesi üzerine davacı vekili tarafından verilen 12.12.2013 havale tarihli dilekçe ile; her ne kadar 221.530,82TL fatura alacağı için takip başlatılsa da bilirkişi tarafından halen 186.530,82TL'lik alacakları olduğu yönündeki tespite katıldıkları beyan edilmiş, 27.01.2014 havale tarihli dilekçe ile de iş bu dava ile aynı alacağa dayanan iki farklı icra dosyası ile 75.000TL'lik çeklerin tahsili için takip başlatıldığı ancak dava devam ederken bu iki çekin haricen tahsil edildiği beyan edilmiştir. Bu beyan ile iş bu dava açıldıktan sonra davaya konu olan alacağın 150.000TL'sinin tahsil edildiği anlaşılmaktadır.Buna rağmen mahkemece; davacı vekili tarafından verilen 27.01.2014 havale tarihli dilekçe dikkate alınmadan, yukarıdaki gerekçe ile 186.530,82 TL bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.