MAHKEMESİ : ELBİSTAN 3. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 22/01/2015NUMARASI : 2014/340-2015/37Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; aradan geçen süre, paranın alım gücünde azalma, davacının işi bırakmak zorunda kalması, çocukların eğitim masraflarının artması, değişen koşullar ve ihtiyaçlar nazara alınarak Elbistan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/270 Esas 2008/543 Karar sayılı boşanma ilamıyla müşterek çocuklar Melisa ve Furkan adına hükmedilen ayrı ayrı 75,00 TL iştirak nafakasının ayrı ayrı aylık 250,00 TL'ye; davacı adına hükmedilen 100,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; talep edilen nafaka miktarının fahiş olduğunu, pazarcılık yaptığını, geçimin zor karşıladığını, yeniden evlendiğini, davacının talebini ödeyecek gücünün olmadığını, dava tarihinden itibaren tefe-tüfe artışına itiraz etmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, 100,00 TL olan yoksulluk nafakasının 150,00 TL'ye, müşterek çocuklar Melisa ve Furkan adına hükmedilen ayrı ayrı 75,00 TL iştirak nafakasının ayrı ayrı aylık 121,00 TL'ye çıkartılmasına, bakiye talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin yoksulluk nafakasının artırılmasına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.İştirak nafakasının artırılmasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.Dosya içeriğinden; velayet hakkı annede olan müşterek çocuk Melisa'nın 2002 doğumlu olup ve 6. sınıf öğrencisi, müşterek çocuk Furkan'ın 1996 doğumlu olup 11. sınıf öğrencisi olduğu; davalının ise, pazarcılık yaptığı, ortalama aylık 1.200,00 TL gelirinin bulunduğu, bir evinin ve pazar arabasının olduğu tespit edilmiştir. Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında 6 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocukların yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır.Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarları az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır.O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde, ayrı ayrı aylık 121,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş olması, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.