Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15735 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19782 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : GAZİANTEP 6. ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 06/05/2014NUMARASI : 2013/75-2014/395Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dilekçesinde; davalı kurumun kendisi hakkında kaçak elektrik kullandığı yönünde suç duyurusunda bulunması üzerine yapılan ceza yargılaması sonucunda kaçak elektrik kullanmadığı yönünde beraat kararı verildiğini belirterek, 8910 abone numarası ile ilgili borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının kaçak elektrik kullanmadığı, ancak normal tüketimden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve davacının davalı kuruma 382,47 TL borçlu olduğunun, kalan kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı aleyhinde; mühür bozma, elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan açılan ve Gaziantep 18.Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/533 E. sayılı dosyası ile görülen davada; sanığın karşılıksız yararlanma suçunu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nun 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar verilmiş; mühür bozma suçundan ise, suçu işlemiş olduğu anlaşılmakla, sabit olan eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nun 203.maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş, verilen hükmün CMK'nun 231/5.maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür.6100 Sayılı HMK 204/2.maddesinde ise; yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgelerin, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılacağı açıklanmıştır.Somut olayda; davalı elemanlarınca yapılan kontroller sırasında, davacının kesilerek mühürlünen elektriği açarak kullandığı saptanarak, kaçak elektrik tutanağı düzenlenmiştir. Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, kaçak elektrik tespit tutanağı öncesi ve sonrası dönemler karşılaştırılarak davacının kaçak elektrik kullanılmadığı açıklanmış, mahkemece bu rapor benimsenerek hükme esas alınmıştır. Dosya içerisinde bulunan kaçak elektrik tutanağında, davalının kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiştir. Kaçak tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Davacı, tutanağın aksini ispat edememiştir. Tutanak içeriği ile davacının kaçak elektrik kullandığı kesin bir biçimde saptanmıştır.Bunun yanında; davacı, ceza yargılaması sonucunda mühür bozma suçundan cezalandırılmış olduğuna göre, davacının sayaca müdahalesi sabit olup, kullandığı elektrik sayaçtan geçmiş olsa da kaçak kabul edilmelidir. Zira, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesinde; "Gerçek veya tüzel kişiler tarafından, dağıtım sistemine veya sayaca veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale edilerek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, elektrik enerjisinin eksik veya hatalı ölçülerek veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir." denilmektedir.Hal böyle olunca; mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kuruluna verilerek, davalının davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin, tutanağın düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ; Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.