Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15703 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16979 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 24.11.2010 günü kesinleşen ilamla boşandıklarını, müvekkilinin eşyalarının davalıda kaldığını iddia ederek; toplam 83 kalem eşyanın bedelinin bilirkişi marifetiyle tespit edilmesini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, 23.05.2012 havale tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 20.665,00 TL'ye çıkarmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, aynen iade talebinde bulunmadan doğrudan eşyaların bedelini talep etmesinin yasal olmadığını, müvekkilinin, 42 kalem eşyayı davacıya iade etmeye hazır olduğunu belirtmiş; 06.02.2013 tarihli celsedeki beyanında ise; müvekkilinin davacıya ait olduğunu kabul ettiği eşyaları yediemine teslim ettiğini, bu eşyalar yönünden; "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesini, davacının fazlaya ilişkin talebin de reddini dilemiştir. Mahkemece; davacının talep ettiği eşyalardan bir kısmının, yediemine teslim edildiği, diğer eşyalara ilişkin iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle, yediemine teslim edilen eşyalar hakkındaki talebin konusu kalmadığından bu eşyalar ile ilgili bir karar verilmesine yer olmadığına, diğer eşyalar hakkındaki davanın subut bulmadığından reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Dava, çeyiz eşyası bedeli istemine ilişkindir.Davacı, çeyiz eşyalarının aynen teslimini isteyebileceği gibi, bedelini de isteyebilir. Somut olayda davacı; tercih hakkını eşyaların bedeli yönünde kullanmıştır. Aynen iade hususu ancak tarafların ittifak etmeleri halinde düşünülebilen bir çözüm tarzı olup, dosya kapsamından, taraflar arasında eşyaların aynen teslimi hususunda ittifak olmadığı açıktır. ....6100 sayılı HMK'nın 26. maddesinin 1.fıkrasında (HUMK.74 m.); “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü yer almaktadır.Yasanın bu açık hükmünden de anlaşılacağı üzere hâkim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlasına veya başkasına hükmedemez. Hal böyle olunca mahkemece; davalının iadeye hazır olduğunu bildirdiği eşyaların bulunduğu mahalde keşif yapılarak, bu eşyaların kullanılıp kullanılmadıklarının belirlenmesi, kullanılmış iseler, uzman bilirkişiden alınacak raporla yıpranma bedellerinin düşülmesi sonucu belirlenecek bedele hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle taleple bağlılık ilkesi de göz ardı edilerek, davalının yediemine teslim ettiği eşyalar yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.