Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15672 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20124 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/06/2014NUMARASI : 2013/125-2014/496Taraflar arasındaki itirazın iptali (abonelikten kaynaklanan) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davacı şirket tarafından yapılan incelemede davalının kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği'nin kaçak elektrik kullananlara uygulanacak tarife gereğince davalının kullandığı elektrik bedelinin takip tarihine kadar olan miktarının 1.913,39 TL olarak belirlendiğini, davaya konu alacağın davalıdan talep edilmesine rağmen ödenmemesi nedeniyle hakkında Beyoğlu 1.İcra Müdürlüğü'nün 2009/38160 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatını ödemesine mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının 2003 yılından önce davalı kurumla abone sözleşmesi yaparak ikametgahına elektrik bağlattığını, elektrik sayacının mühürlenmemesi sebebi ile elektrik sayacı takılı olduğu halde kaçak elektrik kullanır konumunda bırakıldığını ve cezaların ard arda gelmesi sonucu tüm borçlarını ödemek suretiyle abonelik sözleşmesini iptal ettirdiğini, 2003 yılından bu yana kızı G. Ç. 'in davacı kurumla elektrik aboneliği sözleşmesi yaptığını, sayacı mühürlemeye gelen kişilerin rüşvet teklifinde bulunduklarını ve bu teklifleri kabul edilmeyince de sayacı mühürlemeden gittiklerini, bu şekilde sayaç takılı olduğu ve tüketim bedelleri de faturalanmadığı halde cezalı olarak ödendiğini, bu süreç içerisinde davacı kurum tarafından davalı hakkında yapılan suç duyuruları neticesinde yapılan tüm yargılamaların beraatle sonuçlandığını, yine Beyoğlu 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/910 E. 2009/906 K. sayılı kararı ile davalının toplam 4.347,77 TL borçlu olduğunun tespitine karar verildiğini ve bu miktarın da faizi ile ödendiğini,borç ödendiği için kurum tarafından sayacın mühürlendiğini ve sayaçla ilgili borç olmadığını, G. Ç. adına gelen faturaların ise 2010 yılından itibaren periyodik olarak ödendiğini, davacı kurumun davalıdan alacağı kalmadığından davanın konusuz kaldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.Mahkemece, takibe dayanak yapılan kaçak elektrik faturasının 08.10.2008 tarihli olduğu, takibe dayanak kaçak tespit tutanağı ve kaçak tüketim tahakkukuna ilişkin tutakların davalı R.. Ç.. adına düzenlendiği, kaçak kullanımın 31.01.2008-08.07.2008 tarih aralığı olduğu, kaçak tespit tutanağının tanzim edildiği 2288775 numaralı aboneliğin 18.08.2003 tarihinde G. Ç. adına yapıldığı ve davalı R.. Ç.. ile ilgisi bulunmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Kural olarak, abonelik sözleşmelerinde kullanılan elektrik tüketiminden abone ile birlikte fiili kullanıcı da sorumludur. Abonelik sözleşmesi bulunmayan yerlerde kullanılan kaçak elektrik bedelinden ise, ancak kaçak kullanım yapan gerçek ve tüzel kişiler sorumludur. Alacak davalarında davalı olma sıfatı, alacağın borçlusuna, haksız fiillerde zarar sorumlularına aittir. Borçlu veya zarar sorumluları dışında üçüncü bir kişiye karşı dava açılması durumunda davanın sıfat yokluğu, bir başka deyişle husumet yönünden reddine karar verilmesi zorunludur.Somut olaya gelince; kaçak tespit tutanağı tutulan yerin fiilen davalı R.. Ç.. tarafından kullanıldığı, nitekim 08.07.2008 tarihli kaçak tespit tutanağında davalının eşi T. Ç. 'in imzalı beyanının bulunduğu ve yine İstanbul 10.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/572 Esas-2012/395 Karar sayılı kesinleşen ilamı ile de davalının kaçak tespit tutanağının tanzim edildiği tarih itibariyle söz konusu adreste fiili kullanıcı olduğu ve kaçak elektrik kullandığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca; mahkemece tutanağın düzenlendiği tarihte ve tutanakta belirtilen adreste davalının fiili kullanıcı olduğunun anlaşılmasına göre, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun kararlarına göre, bilirkişi tarafından hesaplanacak kaçak elektrik bedelinden davalının sorumlu tutulması gerekirken, itibar edilmeyen gerekçeler ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.