MAHKEMESİ : URLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/04/2014NUMARASI : 2011/653-2014/204Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının 27.06.2011 günlü denetim görevi sırasında , davalıya ait evin bahçesine yöneldiğinde köpeğin saldırısına uğramasından dolayı kaçması esnasında yaklaşık 2,5 metre yüksekliğindeki bahçe duvarından yan binanın beton zeminine düşmesi sonucunda feci şekilde yaralandığı, uzun süreli operasyonlar ve bütün bacak alçı yapılarak üç ay kemiğin kaynamasının beklendiğini, kemik kırığı oluştuğunu, uzun süreli fizik tedavi görmek zorunda kaldığını, bu kazadan dolayı maddi ve manevi yönden zarar gördüğünü, psikolojisinin bozulduğunu, bacağının halen iyileşmediğini, sekerek zorla yürüyebildiğini, tam olarak düzelmesinin mümkün olup olmadığının belli olmadığını, bu yaralanmadan dolayı belediyedeki iş akdinin de fesh edildiğini, bu yönden de maddi kayba uğradığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5000 TL maddi ve 25.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen köpeğin sokak köpeği olduğunu, davalıya ait olmadığını, bu durumun davacı tarafçada kabul edildiğini, Danıştay kararlarında da açıkça belirtildiği üzere hizmet kusuru nedeniyle davanın idare aleyhine açılması gerektiğini, belediyeden çıkarılması durumunun da davalı ile bir ilgisi olmadığını, davacı tarafın disiplin soruşturması nedeniyle işten çıkarıldığını, bu nedenle öncelikle görev ve husumet yönünden davanın reddedilmesini, olmadığı taktirde davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davacının maddi tazminatı isteminin kabulü ile, 5.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 27.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 27.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, davacı dava dilekçesinde, belediye ile olan iş akdinin, yaralanma olayından kaynaklı işe gidememe nedeni ile feshedildiğini, işsiz kaldığını, bu nedenle de maddi zarara uğradığını beyan ederek, maddi tazminat talep etmektedir.Davacı, işyeri olan Urla Belediye Başkanlığı'ndan aldığı ve delil olarak dosyaya sunduğu 03.11.2011 tarihli ve davacıya hitaben yazılmış bulunan yazıda, ".....davacının yürütmüş olduğu iş ile ilgili görev, yetki ve sorumlulukları yerine getirirken, resmi raporlara göre görevini kötüye kullandığı, bu nedenle almış olduğu disiplin cezası, konunun Cumhuriyet Savcılığı hazırlık evrakında yargılama konusu olması, davacı hakkında soruşturma izni verilmiş olması hallerinin idarenin güvenini sarstığı ve sözleşme hukukuna aykırılık teşkil ettiği, diğer yandan davacının yürüttüğü görevin, süreklilik arzettiği, soruşturma esnasında 4 ay raporlu bulunduğu, bu durumun iş yürütümünü aksattığı ve eleman sıkıntısı çekildiği gerekçesi ile, davacının hizmet akdinin, belediye tarafından feshedildiği belirtilmiştir....."Yukarıda açıklanan bu belgeye göre davacının iş akdinin fesih sebebi, sadece davacının bu olay nedeni ile işe gidememesi değil, diğer yandan da görevi kötüye kullanmasından kaynaklı olduğu anlaşılmıştır.Kusursuz sorumluluk hallerinde, olay failinin özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir.Zira, bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir.Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır(Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15).Öyle ise mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek, davacının delil olarak sunduğu işyerinden alınan 21.11.2012 tarihli yazıda, görevi kötüye kullanmak sebebi ile iş akdinin haklı nedenle feshedildiği bildirildiği halde, dava konusu olay ile , bu zarar kalemi arasında (işten çıkarılma) illiyet bağı kurulup kurulmadığı araştırılıp, değerlendirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.