Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15643 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16153 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde davacıya tahakkuk ettirilen elektrik bedelinin yüksek olduğunu belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda; davalının ve yüklenicisi firmanın bazı görevlileri hakkında görevin kötüye kullanılması ve edimin ifasına fesat karıştırma suçlarından Asliye Ceza Mahkemesine dava açıldığı, mahkemece eylemlerin kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması sureti ile kurum zararına dolandırıcılık ve sahte resmi belge düzenlemek suçlarını oluşturabileceği gerekçesi ile Ağır Ceza Mahkemesinin görevli olduğuna karar verildiği dava dosyasının derdest olduğu anlaşılmaktadır.Davalardan biri hakkında verilecek kararın, diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı varsayılır ve biri diğeri için bekletici mesele yapılır.BK'nun 53.maddesi gereğince kural olarak; hukuk mahkemesi ceza mahkemesinin kararı ile bağlı değilse de; ceza mahkemesinin maddi olguları tesbite dair kararı hukuk hakimini bağlar. Somut olayda, anılan ceza dosyasında ileri sürülen eylemler ile davaya konu edilen 1.562.111.60 TL miktarındaki endeks esaslı olmayan ek tahakkuk işlemi arasında bağlantı bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, var ise anılan ceza davasının bu davanın sonucuna olabilecek etkisi gözetilerek bekletici mesele yapılması gerekmektedir.Mahkemece her iki dosya arasında bağlantı bulunmadığının belirlenmesi halinde de bilimsel verilere dayanmayan ve itiraza uğrayan dosyada yer alan bilirkişi raporu hükme dayanak alınacak nitelikte olmadığından üç uzman bilirkişi tarafından rapor hazırlanması sağlanmalıdır.....Mahkemece; dosyadaki bilgi ve deliller değerlendirilerek; konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kurulu aracılığı ile davacının davalı şirkete olan borcunun miktarının belirlenmesi için teknik bilirkişi raporunun alınması sağlanarak ulaşılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir iken eksik inceleme, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurmaya elverişli olmayan ve itiraza uğrayan bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.