MAHKEMESİ : GEDİZ ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 30/05/2013NUMARASI : 2012/487-2013/279Taraflar arasında görülen önlem nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, tarafların 31/01/1999 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden Açelya isminde bir çocuklarının olduğunu, maddi ve manevi sıkıntılar yüzünden tarafların birbirlerinden ayrı olarak yaşamaya başladıklarını, davacının çocuğu ile birlikte kendi anne ve babasının yanında yaşadıklarını, davacının ev hanımı olduğunu ve herhangi bir gelirinin bulunmadığını ileri sürerek, davacı için 250,00 TL, müşterek çocuk Açelya için 350,00 TL olmak üzere toplam 600,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacıyı köyde yaşamak istemediği için ailesinin yanına bıraktığını, davacının İzmir veya Antalya'da yaşamak istediğini ancak durumunun şehirde yaşamaya müsait olmadığını, parkinson hastası olduğunu, çalışamadığını, üç ayda bir 770,00 TL sakatlık maaşı aldığını, sürekli kullandığı ilaçlar olduğunu, kendi geçimini dahi zor sağladığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 150,00 TL, müşterek çocuk 30/05/2010 doğumlu A.Ö. için aylık 150,00 TL olmak üzere toplam 300,00 TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 21/12/2012 tarihinden başlamak üzere her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır.Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve “ayrı yaşamada haklılık” olgusunun kanıtlanması gerekir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, tarafların 31.01.1999 tarihinde evlendikleri, 3,5 yıldır ayrı yaşadıkları, davalının davacının ve müşterek çocuğun giderleri ile ilgilenmediği, tarafların birlikte yaşadıkları süre içerisinde davalının babasının evinde yaşadıkları ve ayrı evlerinin olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı ayrı yaşamda haklı olduğundan mahkemece, davacı ve davacının bakmakta olduğu 30.05.2010 doğumlu müşterek çocuk için tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak; Türk Medeni Kanunu'nda eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacakları hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eşine sağlamış olduğu yaşama düzeyi dikkate alınmalıdır.Mahkemece yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında; davalının çalışmadığı, köyde babasının yanında yaşadığı, parkinson hastası olduğu, üç ayda bir 770,00 TL sakatlık maaşı aldığı; davacının ev hanımı olup gelirinin bulunmadığı, kızıyla birlikte babasının evinde yaşadığı anlaşılmıştır.O halde, mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, davalının gelir düzeyi ile birlikte yaşarken davalının eşine sağlamış olduğu yaşama standardı nazara alınarak; davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile de orantılı olacak şekilde, TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek daha uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, parkinson hastası olan ve üç ayda bir 770,00 TL sakatlık maaşı bulunan davalının aylık toplam 300,00 TL nafaka ödemesine karar verilmek suretiyle, davalının geliri ile mütenasip olmayacak şekilde fazla nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.