MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVALILAR : 1- ..., 2- ... VEK.AV...., 3 -... VEK.AV.... .Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; 18.08.2004 tarihinde, .... mevkiinde başlayan orman yangınının 0,4 hektarlık alanda etkili olduğunu ve orman alanının yangında zarar gördüğünü; yangının, davalı ...’a ait yüksek gerilim hattı kablolarının esen rüzgar nedeniyle birbirine çarpması sonucu oluşan kıvılcım nedeniyle çıktığını, orman yangını neticesinde müvekkili idarenin 6.226,34 TL zarara uğradığını iddia ederek; 6.226,34 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili birleşen 2005/109 Esas sayılı davada; yangının çıktığı yüksek gerilim hattının.... ait olduğunun tesbit edilmesi nedeniyle ek suç tutanağı düzenlendiğini ileri sürerek; 6.226,34 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili, 01.10.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile asıl ve birleşen davalardaki tazminat istemini 9.143,21 TL ye yükseltmiştir.Davalı ... vekili; yangının .... kaynaklandığını savunarak; davanın husumet nedeniyle reddini dilemiştir.Davalı ... vekili; davanın reddini dilemiştir..... -2-Mahkemece; “…her ne kadar .... davası dosyasında 27.05.2005 tarihli keşifte beyanı alınan tanık .... elektrik direğinden ses geldiğini ve kıvılcımda oluştuğunu belirtmiş ise de; elektrik bilirkişisi ... alınan raporlara göre bu durumların küçük arklardan kaynaklandığı, bunun yangına sebebiyet verecek derecede olması durumunda izolatörlerin delinmesi ve büyük kısa devre ve arızalarının oluşmasının gerektiği, oysa öyle bir verilere rastlanmadığının anlaşıldığı, keşiflerde beyanı alınan tutanak tanığı .... ateşin direğin altında ve çevresinde yoğunlaştığını belirttiği; ancak kıvılcım görmediği, 26.05.2006 tarihli keşifte beyanı alınan tutanak tanığı ..... tutanaktakinin aksine o gün yüksek gerilim hattında herhangi bir kıvılcım ve benzeri bir şey görmediklerini; fakat yangının çıkış yerinin elektrik direğinin dibi olduğunu belirttiği, tanık ..... da yangının elektrik direğinden çıktığını sadece duyduğu belirttiği, tanıkların bu beyanlarının yangının elektrik direk ve hatlarından kaynaklandığını net ve kesin olarak göstermeyeceği, açılan ceza davasında her ne kadar dava sonradan zamanaşımı nedeniyle Yargıtayca düşürülmüş ise de yapılan yargılamada ....sorumlusu sanık .... elektrik bilirkişisi raporuna göre kusurlu olmadığının, yangının yüksek gerilim hattından kaynaklanmadığının belirlenip beraat etmesi, yangının.... hattından ve elektrik direklerinden kaynaklanmadığının bilirkişi raporlarıyla tespit edildiği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklanan yangın nedeniyle, orman idaresinin uğradığı maddi zararın tazminine ilişkin bulunmaktadır.Davacı idare, iddiasını tanık, keşif ve bilirkişi delilleriyle ispat etmek istemiş ve dinlenilmesini istediği tanıkların adı ve soyadı ile adreslerini içeren tanık listesini dosyaya sunmuştur. Ne var ki mahkemece, davacı tarafın delilleri toplanılmamış, aynı olay nedeniyle açılmış bulunan ceza davasında yapılan keşif sonucu aldırılan bilirkişi raporu ve dinlenilen tanık beyanları ile yetinilerek davanın esası hakkında hüküm tesis edilmiştir.818 sayılı Borçlar Kanunu’nun “Ceza Hukuku ile Medeni Hukuk Arasında Münasebet” başlıklı 53. maddesi; “Hâkim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamıyla bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraet kararıyla de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hâkimini takyit etmez.” hükmünü içermektedir.Görülmektedir ki, beraat kararının tespit ettiği vakıa bakımından kesin delil teşkil edebilmesi için, beraat kararında o vakıanın mevcut olup olmadığının delillerle kesin biçimde tespit edilmiş olması gerekir. Buna karşılık, delil yetersizliğinden verilmiş beraat kararı, konusu olan vakıanın mevcut olup olmadığını delillerle kesin biçimde tespit etmediği için hukuk mahkemesinde kesin delil teşkil etmez. Ceza mahkemesinin yeterli görmediği delilleri, hukuk mahkemesi tazminat için yeterli görebilir.(....).Bu noktada, ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağladığı hallerde, kesin delilin etkisi nedeniyle, ceza mahkemesi kararında dayanılmış olan bilirkişi raporunun hukuk mahkemesini bağlayacağı; buna karşılık, ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlamadığı hallerde, ceza mahkemesinde alınmış olan bilirkişi raporunun, hukuk mahkemesini bağlamayacağı, eş deyişle hukuk mahkemesinin yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği, kuşku ve duraksamaya yer olmaksızın kabul edilmektedir. .(.... -3-Özellikle tarafların, iddia ve savunmalarını ispat için, mahkemeden bilirkişi incelemesi yapılmasını istemeleri halinde; hukuk hakiminin, uyuşmazlığı kendi tespit ve takdirine, Medeni Hukuk alanı kurallarına göre çözümlemesi gerekir(HGK. nun 25.02.2004 günlü ve 2004/11-115 E. 2004/108 K. sayılı ilamı)Somut olayda; aynı olay nedeniyle....hat bakım başteknisyeni ..... hakkında ...Mahkemesinde açılan ceza davasında; sanığın üzerine atılı taksirle orman yangınına sebebiyet vermek suçu nedeniyle kusurunun olmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildiği, ancak davacı idarenin temyizi üzerine hükmün Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından dava zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile düşürülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, mahkemece ceza mahkemesinin kesinleşmemiş beraat kararına esas alınan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm verilemeyeceği gözetilerek; mahallinde keşif yapılması suretiyle davacı tanıklarının dinlenilmesi ve uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile yangının davalılara ait enerji hattından çıkıp çıkmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.