Dava dilekçesinde 3.500.000.000 lira alacağın, karşı davada 13.500.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir.Mahkemece davanın bir kısım davalılar yönünden kısmen kabulü, karşı davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı, tapu tahsis belgesi ile murisi Hüseyin'e ait olan taşınmaz için, sahte belge düzenleyen davalılar Salih ve Nuriye'nin aldıkları tahsis belgesinin iptal edildiğini, buna rağmen kiraları almaya devam ettiklerini ileri sürerek 5 yıl için 3.500.000.000 liranın 4 davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılardan Yunus, 1997 yılından beri kiracı olduğunu, bu yeri davalı Muharrem'den kiraladığını, davanın husumet yönünden reddini dilemiştir.Diğer davalılar Muharrem, Salih ve Nuriye ise taşınmazın 1/2'nin llyas adına tapu tahsis belgeli olduğu, talebin fahiş olduğu, zamanaşımının 5 yıl olduğu savunması ile davanın reddini, karşı dava olarak da davalı Muharrem'e ait başka bir taşınmazı mesken olarak kullanan davacıdan 5 yıl için 13.500.000.000 lira ecrimisilin tahsilini talep ve dava etmişlerdir.Mahkemece, davalılar Salih ve Nuriye hakkındaki davanın reddi, diğer davalılar Muharrem ve Yunus yönünden kabulü, ayrıca karşı davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı-(karşı davacı) Muharrem tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğine göre; dava konusu taşınmaz arsa olarak Maliye Hazinesi adına kayıtlı olup, üzerindeki gecekondunun 24.12.1994 tarihli tapu tahsis belgesi ile 400 metrekare olarak Muharrem'e, kalan 400 metrekaresi ise tapu tahsis belgesi ile ilyas'a aittir. Muharrem tarihsiz enkaz satış senedi ile taşınmazın kendisine ait kısmı davacıların murisi Hüseyin'e satmış, Hüseyin 28.01.1997 tarihinde vefatı ile davacıları mirasçı olarak bırakmıştır. Bu yer için davacılar 04.07.2003 tarihinde tahsis belgesi için müracaat etmiş, ancak henüz tapu tahsis belgesi almamıştır.O nedenle zilyet olmayan davacının mülkiyeti talep hakkı da henüz tartışmalı olan taşınmazın ye muhtesatının davacıya ait olduğu kabul edilerek ec-rimisil belirlenmesi, bunun yanında somut emsal incelemesi yapılmadan, soyut belirlemeler ile ve tahsis belgesine göre 400 metrekare olması gerekirken tahsis krokisi zemine uygulanmadan 986 metrekare yer için hesap yapılması usul ve uygulamaya uygun görülmemiştir.Mahkemece, davacının tapu tahsis belgesi için müracaatının sonucu beklenerek, belgenin muhtevası ile sınırlı olmak üzere ve somut emsal incelemesi ile ilk dönem için ecrimisil belirlenmesi, sonraki yılların ise TEFE oranı uygulaması ile hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ile sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.Ayrıca, karşı davacı Muharrem'e ait olduğu tapu ile sabit olan ve davacıların işgalinde bulunan taşınmaz için her zaman rızasını geri alarak ecrimisil talebinde bulunabileceği, beyanına göre de oğlunun ölümünden sonra torunları gösterilmediği için rızasını geri aldığı buna dair aralarındaki davanın delil olduğu araştırılmadan soyut tanık beyanları ile sonuca gidilmesi ve evini rızaen kullandırdığının kabulü ile ecrimisil talebinin yazılı gerekçe ile reddi doğru değildir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.