MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen geçici elektrik aboneliği sağlanması davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin, ...ili,... ilçesi, ...Mahallesi, .... Caddede bulunan 12/8 ve 12/1 nolu dairelerin maliki olduğunu, söz konusu binanın müteahhit tarafından yarım bırakılmış olması sebebi ile, mülk sahiplerince tamamlandığını ve elektrik aboneliği için davalı idareye müracaat edilmesine rağmen iskan işlemleri tamamlanmadığı için, taleplerinin reddedildiğini; oysa, İmar Kanununun geçici 11. Maddesi koşullarının varlığı nedeni ile geçici aboneliğinin tesisinin gerektiğini beyanla; geçici abonelik işlemi tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; bağımsız bölümlerin bulunduğu binanın iskan ruhsatının olmadığını ve bu nedenle abonelik tesisi yapılamayacağını, geçici 11. madde uyarınca işlem yapılabilmesi için ise idareye şahsen müracaat edilerek inşaat ilişik kesme işlemlerinin tamamlanmasının gerektiğini beyanla; davanı reddini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 206.Cadde (... Ada ... Parsel) de bulunan 12/8 nolu konuta abonelik masrafı davacıya ait olmak üzere imar kanunu geçici 11. maddesi uyarınca geçici elektrik aboneliğinin tesisine; 12/1 nolu daire yönünden açtığı davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, geçici elektrik aboneliği tesisi istemine ilişkindir.3194 sayılı İmar Kanununun geçici 11. maddesinde, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon, doğalgaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması halinde aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan abonelikler de ait olduğu gruba dönüştürülür.” hükmü yer almaktadır.Somut olayda; dava konusu yapıya ilişkin ruhsat tarihinin 21/5/2007 olduğu, yapıya doğalgaz hizmetinin götürüldüğü, yapılan keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda; 1 no’lu daire bakımından ciddi olumsuzluklar bulunduğu, fen ve teknik kurallara uygun olmadığı; 8 no’lu daire bakımından tesisatta bir olumsuzluk görülmemekle birlikte, fen ve tekniğe uygun olup olmadığının bilinemediğinin belirtildiği; seviye tespit tutanağına göre, binanın %95 oranında tamamlandığı %5 lik eksikliğin idarenin onayı işleminden kaynaklandığının belirtildiği; dosyada bulunan, aynı yere ilişkin başka bir seviye tespit tutanağında ise 12.12.2013 tarihi itibarıyla taşıyıcı sistem bölümünün gerçekleşme oranının % 20 olarak gösterildiği, dosyaya ibraz edilen ve aynı yapıya ait olduğu iddia edilen bilirkişi raporunda ise; binanın, projeye ve fen kurallarına uygun olarak yapıldığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda yer alan dava konusu dairelere geçici abonelik verilmesinin uygun olmadığı değerlendirmesi ile seviye tespit tutanağı ve aynı yapıya ait olduğu iddia edilen bilirkişi raporunda belirtilen hususlar arasında çelişki bulunduğundan; mahkemece gerekli araştırma yapılarak, çelişki giderildikten sonra, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.