MAHKEMESİ : DÜZCE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/01/2014NUMARASI : 2012/480-2014/3Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar ve davalı F.. E.. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili, dava dilekçesi ile; ortaklığın giderilmesi davası sonucu dava konusu 410 parselin satışa çıkarıldığını, taşınmazdaki iki katlı binanın alt katını davacı Mevlüt'ün babası ve davacı Suriye'nin eşi olan muris Enver'in, üst katını davacı Mevlüt'ün yaptırdığını, satış sonucu 410 parseli davacıların aldığını, davacıların satış dosyasına binaların parasını da ödediklerini ileri sürerek; 410 parsel sayılı taşınmazdaki binanın üst katının Mevlüt'e, alt katının Enver mirasçıları olan davacılar ve davalılara ait olduğunun tespitine ve fazladan ödenen 31.742.15.- TL nin davacılara iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı F.. E.. vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı F.. E.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davaya konu taşınmaza, davacılar tarafından yapıldığı iddia olunan faydalı ve zorunlu masrafların (bina) sebepsiz zenginleşme kurallarına göre, diğer paydaşlardan tahsili istemine ilişkindir.Temyize konu uyuşmazlık, davalıların, davacılar aleyhine sebepsiz zenginleşip zenginleşmedikleri noktasında toplanmaktadır.Mahkemece; önce serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişiye rapor hazırlatılmış, davalı F.. E.. vekili bu bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. Daha sonra rapor hazırlayan avukat bilirkişinin raporunda ise, ilk rapordan farklı sonuca ulaşılmış, bu rapor da taraf vekillerinin itirazına uğramıştır. Mahkemece; benimsenerek hükme dayanak alınan sonraki bilirkişi raporu ile daha önce alınan bilirkişi raporunun çeliştiği, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davaya konu taşınmazla ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, mahkemece, taşınmazdaki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verildiği, taşınmazın açık artırma yoluyla 31/10/2011 tarihinde davacılara satıldığı, davacıların eldeki sebepsiz zenginleşme davasını 07/12/2011 tarihinde açtıkları anlaşılmıştır.Sebepsiz zenginleşme kurallarına göre, alacak talebinde bulunabilmek için fakirleşme ve zenginleşme anının gerçekleşmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme, ortaklığın giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve bina dahil satış bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. Kural olarak davacılar, taşınmaz üzerinde yaptıkları muhtesat ve faydalı giderler (bina) nedeniyle taşınmazın satış bedelinde bir artış olmuş ise, bu artan değeri davalılardan (paylarına isabet eden miktarı) sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca isteyebilir. Davacılar, ortak taşınmaza yapmış oldukları faydalı masrafları (bina), ortaklığın satış yolu ile giderilmesi kararı uyarınca taşınmazın satılması nedenine dayanarak istediklerine göre; sebepsiz zenginleşmenin hesaplanmasında mahkemece izlenecek yol ise şöyledir: Konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla davacılar tarafından yapılan faydalı masrafların ( bina ) yapılmış olması ve yapılmamış olması halleri için ayrı ayrı olmak üzere taşınmazın ihale gününde ve aynı koşullarla satılmasından elde edilecek gerçek sürüm değeri belirlenmeli, bu şekilde elde edilecek değerler arasında bir fark meydana geldiğinde bunlar birbirine oranlanmalı, bu oran ihale ile yapılan satış bedeline uygulanarak, davacıların yaptığı giderlerin ihale bedeline yansıma miktarı belirlenmeli, bulunacak bu miktardan davalıların payına isabet eden miktara hükmedilmelidir. Yok eğer giderlerin yapılmış olması haliyle, yapılmamış olması halinde belirlenen değerler arasında bir fark olmadığının anlaşılması durumunda, giderlerin satış bedeline etkisinin olmadığı, dolayısıyla davalıların bu giderlerin yapılması nedeniyle bir sebepsiz zenginleşmesinin bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmelidir.Mahkemece; önceki bilirkişiler dışında uzman bilirkişiden, yukarıda açıklanan ilkelere uygun, iki rapordaki çelişkileri giderecek, itirazları karşılayacak biçimde rapor alınarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.