Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15488 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8125 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ANKARA 4. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 23/01/2015NUMARASI : 2014/250-2015/77Taraflar arasındaki iştirak nafakasının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, Ankara 9. Aile Mahkemesinin 2013/401 Esas, 2013/1007 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk Uraz lehine hükmedilen iştirak nafakasının 1.350 TL'den aylık 2.500 TL'ye çıkarıldığını, nafaka artırım kararında müvekkilinin aylık 21.166 TL gelirinin olduğunun nazara alındığını, ancak müvekkilinin 04.10.2013 tarihinde Vakıfbank Yönetim Kurulu kararı ile resen emekli edildiğini, maaşının 2.871 TL'ye düştüğünü belirterek nafakanın 450 TL'ye indirilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, tarafların müşterek çocuğu Uraz için takdir edilen 2.500 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 1.000 TL'ye indirilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, iştirak nafakasının indirilmesi talebine ilişkindir.TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme ise, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir.Somut olayda; dosyanın incelenmesinden, davacının Türkiye Vakıflar Bankası Emekli ve Sağlık Yardım Sandığı Vakfından 3.065,35 TL emekli maaşı aldığı,Vakıfbank Personeli Özel Sosyal Güvenlik Hizmetleri Vakfından 826,25 TL maaş aldığı, kızı ile birlikte kaldığı, 1.500 TL kira ödediği, davacının bir dairesi ve aracının olduğu, davalının ise banka memuru olduğu, aylık 3.000 TL gelirinin olduğu, 1.000 TL kira ödediği, bir aracının olduğu, müşterek çocuğun özel okulda öğrenim gördüğü, yıllık okul ücretinin 11.837 TL olduğu anlaşılmıştır.Davalı taraf davacının emekli sandığından, özel sosyal güvenlik vakfından, güneş sigortadan ve vakıf emeklilikten yüksek miktarda emekli ikramiyesi aldığını iddia etmiş, davalı tanığı davacının büyük yatırımları olduğunu beyan etmiştir.Ancak, davacının almış olduğu emekli ikramiye miktarı, gayrimenkulu, yatırımı olup olmadığı tam olarak tesbit edilip araştırılmadan eksik araştırma ve inceleme sonucunda hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.Öyle ise mahkemece; davacının ekonomik ve sosyal durumuna ilişkin ayrıntılı araştırma yapılıp (tapu dairesi ve diğer ilgili yerlerden sorulup), hasıl olacak sonuca göre, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, nafaka yükümlüsünün (davacı babanın) gelir durumu nazara alınarak TMK.4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.