Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15464 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18423 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ANKARA 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/07/2014NUMARASI : 2006/190-2014/315Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde ; davalının, muhtelif adreslerdeki aboneliklerinde su sarfedildiği halde su bedeli ile atıksu bedelini faturalarda gösterilen son ödeme tarihleri geçmesine rağmen davacıya ödemediğini ileri sürerek; toplam 1.527.396,53 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde ; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporuna göre; 112.091,15 TL asıl alacak, 57,66 TL 6183 sayılı yasada öngörülen oranlara göre hesaplanan gecikme cezası, 10,93 TL gecikme cezası KDV si, 376.165,66 TL yasal faiz olmak üzere toplam 488.325,40 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; 112.091,15 TL asıl alacağın; 112.062,92 TL'si için 20/10/2003 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 28,23 TL'si için 20/10/2003 tarihinden itibaren 6183 sayılı yasa uyarınca gecikme zammı, bu gecikme zammına KDV uygulanmasına; davalı tarafından yeniden yapılandırılan ve dava açıldıktan sonra ödenen toplam borç miktarı olan 316.162,34 TL'nin konusuz kaldığı anlaşıldığından, bu kalemle ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Hükmü, taraf vekilleri süresinde temyiz etmiştir.Mahkemece, kısa kararda; bilirkişi raporuna atıfta bulunulmuş, rakamsal değer belirtilmemiş; konusuz kalan kısım ile gecikme zammı ve faize ilişkin hüküm kısa kararda açıklanmamıştır.Kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki bulunmaktadır.10.04.1992 gün 7/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır.Anılan İçtihat gereğince kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya münderecatına göre mahkemece bu hususlar gözönünde tutularak vicdani kanaate göre karar verilmelidir.Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.