MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/05/2014NUMARASI : 2012/239-2014/238Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; davacıya ait ............ plakalı 1999 model aracın kazaya karışması nedeniyle 20.01.2009 tarihinde davalı şirkete ait yetkili servise götürüldüğünü, ancak yapılan inceleme ve tespit sonunda hasar eksik tespit edilerek eksik giderildiğinden, aracın daha büyük hasara uğramasına sebep olunduğunu, Ankara 7.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/379 D.İş dosyasında konuya ilişkin tespit yaptırıldığını, buna bağlı olarak Ankara 30.İcra Müdürlüğünün 2011/8277 Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, ancak davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesi ve % 40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının onay vermemesi sebebiyle araçta gerekli onarımın yapılamadığını, davacının iyiniyetli olmadığını, yapılması gereken hiçbir işleme onay vermediğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir . Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabulüne, Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2011/8277 Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın 5.047,03 TL miktar üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazla isteğin reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; sözkonusu karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bend kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 1-)Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede ;Somut uyuşmazlıkta, davacı 11.08.2011 tarihli faturada belirtilen 5.047,03 TL'lik bedelin 20.01.2009 da kazaya karışması nedeniyle yetkili servise götürülen araçta; tamir ve bakımının eksik yapılmasından kaynaklandığını iddia etmektedir.Davalı dava konusu aracın 20/01/2009 tarihinde davalı şirkete getirildiğini, .............. Sigorta güvencesi ile hasarı gidermek istediğini, sigorta eksperi tarafından araç üzerinde gerekli incelemelerin yapıldığını, buna bağlı olarak onarım ve bakımlarının ve kontrollerinin yapılarak bedeli sigorta şirketinden tahsil edildiğini, daha sonra aracın su eksiltme şikayeti ile 29/06/2009 tarihinde servise getirildiğini, yapılan kontrolde kalorifer musluğundan su kaçırdığı ve motorda su kalmadığının tespit edildiğini, kalorifer musluğunun değiştirildiğini, tekrar kontrollerin yapıldığını, davacıya teslim edildiğini, 23/07/2009 tarihinde hararet yapıyor şikayeti ile tekrar servise getirildiğini, yapılan kontrolde silindir kapak contasının yanık olduğunun tespit edildiğini, silindir kapak revizyonu ve contasının değişim işlemi ücretsiz yapılarak davacıya teslim edildiğini, 15/07/2010 tarihinde bakım talebi ve hararet şikayeti ile tekrar getirildiğini, yapılan kontrolde radyatörün su kaçırdığının belirlendiğini, davacının onay vermemesi sebebiyle onarım yapılmadığını, 2011 yılı birinci ayında İzmir ............Yetki Servisinde silindir kapak contasının yanık olduğu tespitinin yaptırıldığını, 21/06/2011 tarihinde hararet şikayeti ile getirtilen araç üzerinden onay verilmemesi üzerine onarım yapılmadığını, 15/07/2011 tarihinde Ankara ..........Yetkili Servisinde silindir kapak contasının yanık olduğu tespitinin yaptırıldığını, yine tespit isteyenin onay vermemesi sebebiyle araçta gerekli onarımın yapılamadığını beyan etmiştir.Dava, TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise iş sahibine düşer.Davacının genel kurallar içinde 11.08.2011 tarihinde ödediği 5.047,03 TL araç tamir bedelinin; 20.01.2009 da kazaya karışması sonucu yetkili servise götürülen aracının tamir ve bakımının eksik yapılmasından kaynaklandığını kanıtlaması gerekir. Somut olayda; davalı davaya konu aracı usulüne uygun tamir edip teslim ettiğini iddia etmiş, bu hususun tespiti bakımından mahkemece dosya bilirkişiye tevdi edilerek görüşüne başvurulmuş ise de; bilirkişi tarafından tanzim kılınan kök ve ek rapor yetersiz ve denetime elverişsizdir.Kazadan sonra aracın davalı servise tamir için bırakıldığı anlaşılmakla; kazadan doğan tüm hasarın giderilmesi gerekir. Davalı servisin, tamiratı eksik yaptığının ispatı halinde eksiklikten doğan yeni bir hasar oluşursa ancak bu hasardan davalının sorumluluğu sözkonusu olur. Davalının oluşan zarardan sorumlu tutulması için, davacının zararın artmasına sebebiyet vermemesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda kazadan önce aracın hararet yapmadığı belirtilmiş, hararet kazaya bağlanmışsa da; bu hususun denetime elverişli bilgi ve belgelerle açıklanması gerekir.Ayrıca, takibe dayanak faturada gösterilen her kalemin (Baskı, depriyaj, yağ filtresi, lpg hortumu ... ) eksik tamiratla ilgisi kurulmadan mahkemece kabule karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda arz ve izah kılınan hususlar gözönünde tutularak; önceki bilirkişi dışında dosyanın alanında uzman makine mühendisi başka bir bilirkişiye tevdi ile ile davalı vekili itirazlarını tam olarak karşılar nitelikde Yargıtay ve taraf denetimine açık bir rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekirken, dosya içerisindeki mevcut verilere dayanmayan ve itiraza uğrayan bilirkişi kök ve ek raporuna dayanılarak, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.2-) Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede ; Davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; reddedilen miktar 489,15 TL olmasına rağmen davalı lehine 1500 TL vekalet ücretine hükmolunmuştur.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinde "l) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.666,66 TL'ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez." hükmü getirilmiştir.Bu itibarla; davanın 489,15 TL'lik kısmı reddolunmuş olup, reddedilen kısım yönünden davalı lehine yukarıda açıklanan madde hükmü dikkate alınmadan fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.