...Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacılar vekili dava dilekçesinde; mirasbırakan.... tarafından 10.08.1988 tarihinde.... düzenlenen vasiyetname ile,. ....i arsa üzerine inşa edilen ev ve bahçesi (....) ile .... bulunan konutun eşit hisselerle davacılara bırakıldığını ve yine.... içerisinde murislerden intikal etmiş veya edecek diğer mirasçılarla yapılacak taksim ve ifraz neticesi murise bırakılacak tüm taşınmazların 2/3 payının da davacılara (....) vasiyet edildiğini belirterek vasiyetnamenin yerine getirilmesini talep ve dava etmişlerdir.Davalılar; usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermemişlerdir.Mahkemece; dava konusu 137 ada 13 parsel sayılı taşınmaz mal içindeki binanın kat mülkiyeti kurulmasına elverişli bir yapı olup olmadığının belediye fen işlerinden sorulduğu ve 07.06.2011 tarihli yazı cevabına göre, bunun mümkün olmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla 13 parsel sayılı taşınmaz yönünden objektif imkansızlık olduğundan bu parsel yönünden vasiyetnamenin yerine getirilmesi isteğinin reddine ve diğer parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Davada, vasiyetnamenin yerine getirilmesi (tenfizi) istenilmiştir. (TMK'nun 599-600)Dosya içeriğinden;10.08.1988 tarihinde .... düzenlenen vasiyetname ile mirasbırakan .... içerisindeki arsa üzerine inşa edilen 26 nolu evi ile bahçesini, ortağı bulunduğu ... içerisinde inşa ettirilmekte olan konutlardan çekilecek kura neticesinde adına isabet edecek meskeni eşit hisselerle davacılara vasiyet ettiği ve yine ....çerisinde olup murislerden intikal etmiş veya edecek diğer mirasçılarla yapılacak taksim ve ifraz neticesi kendisine bırakılacak taşınmazların 2/3 payını da davacılara bıra....Uyuşmazlık; mirasbırakan.... tarafından düzenlenen vasiyetname ile davacılara vasiyet edilen taşınmazlardan,..... arsa üzerine inşa edilen ev ve bahçenin (137 ada 13 parsel), vasiyetnamenin tenfizine konu olup olamayacağı noktasında toplanmaktadır.Somut olayda; vasiyetnameye konu edilen taşınmazların tespiti yönünden yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda; vasiyetnamede, ..... hududu içerisindeki arsa üzerine inşa edilen 26 nolu ev ile bahçesi olarak belirtilen taşınmazın, 137 ada 13 parsel numarası ile 6825,00 m2 miktarlı olarak tarla vasfında, hisseli olarak tapuda kayıtlı olduğu, vasiyetçi.... ise taşınmazda 4/16 hissesinin bulunduğu ve söz konusu taşınmaz üzerinde iki katlı binanın bulunduğu belirtilmiştir. Mahkemece dava konusu 137 ada 13 parselde kayıtlı taşınmaz içindeki tapulama tutanağında C harfi ile gösterilen ve vasiyetçi.... tarafından 1982 yılında yaptırılan binanın kat mülkiyeti kurulmasına elverişli bir yapı olup olmadığının ve yapının ıslahının mümkün olup olmadığı konusunda ilgili belediye başkanlığına yazılan yazı cevabında, Veli köyü 137 ada 13 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde yer alan binaya ilişkin olarak kat mülkiyeti kurulması ile ıslahın mümkün olmadığının bildirildiği görülmüştür.Her ne kadar mahkemece, gelen yazı cevapları doğrultusunda, 13 parsel sayılı taşınmaz mal içindeki binanın kat mülkiyeti kurulmasına elverişli bir yapı olmadığı belirtilerek, 13 parsel sayılı taşınmaz yönünden objektif imkansızlık olduğu gerekçesiyle bu parsel yönünden isteğin reddine karar verilmiş ise de; dava konusu vasiyetname ile, vasiyetçi Zeki Yılmaz, hisseli maliki olduğu taşınmaz üzerine inşa edilen ev ile birlikte bahçesini de davacılara vasiyet etmiştir.Bilindiği üzere, TMK. nun 684. maddesi hükmünde, bir şeye malik olan kimsenin, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olacağı, 718. maddesi hükmünde de, arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklanmıştır. Bu hükümler karşısında taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların mülkiyeti kural olarak arzın mukadderatına tabidir. Muhdesatların, taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığı düşünülemeyeceğinden aksine bir kanun hükmü bulunmadıkça muhdesatların tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesi mümkün değildir.Ne var ki, aynı kanunun 600.maddesi; “Vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona; yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur.Bu alacak, tasarruftan aksi anlaşılmıyorsa vasiyet yükümlüsünün mirası kabul etmesi veya red hakkının düşmesiyle muaccel olur.Vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini; vasiyet konusu bir davranış ise, bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir.” hükmüne amirdir. Buna göre, kişisel bir istem hakkına sahip olan vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen yasal veya atanmış mirasçılara karşı vasiyet edilen malın teslimini dava edebilir. Şu durumda, vasiyet alacaklısı olan davacıların, vasiyet edilen 13 parsel sayılı taşınmaz mal içindeki binaya yönelik kişisel hakkını ancak bu dava ile talep edebileceği gözetildiğinde, TMK. nun 600. maddesinin, aynı kanunun 684 ve 718. maddelerindeki yasal düzenlemelerin bir istisnasını oluşturduğu kabul ....Ayrıca, ölüme bağlı tasarrufların murisin iradesine uygun yorumlanması gerektiği kuraldır. Asıl olan murisin iradesinin sağlanmasıdır.O halde mahkemece; bilirkişi marifetiyle tespit edilen ve mirasbırakan tarafından vasiyetnameye konu edilen 13 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmesi ve dava konusu vasiyetname ile, ... ... içerisindeki arsa üzerine inşa edilen 26 nolu ev ile bahçesinin birlikte davacılara vasiyet edildiği anlaşılmakla, vasiyetçi ....ın tapuda malik olarak göründüğü taşınmaz hissesi üzerinden tesciline karar verilmesi gerekirken, bu yönler gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile bu yöne ilişen istemin reddi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.