Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15371 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12599 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen kanal katılım- şebeke bedeli talebi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin ....numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu, su aboneliği yapılması için ... başvurduğunda kanal katılım ve şebeke hisse bedeli olarak toplamda 5.345,74 talep edildiğini, müvekkilinin bu bedeli ödemek zorunda kaldığını, tahsil edilen bedelin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının satın aldığı meskenin olduğu yere kanalizasyon hizmeti getirdiğini, Belediye Gelirleri Kanunu 87 ve 88.maddeleri ve ....r Yönetmeliği’nin 39. maddesi gereğince davacının kanal katılım payı ödemesi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davalının 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 87 ve 88. maddeleri ile.... Tarifeler Yönetmeliği'nin 39. maddesi kapsamında davacıdan kanal katılım ve şebeke bedeli payını istemeye hakkı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedeli olarak 2.830,50 TL ödemesi gerektiği halde, fazladan alınan 2.515,24 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık davacı tüketici ile davalı arasında su aboneliği sözleşmesi aşamasında 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 87-88.maddesi ve tarifeler yönetmeliği uyarınca alt yapı giderlerinden olan ve davacı tarafından ödenen kanal katılım payı ile şebeke hisse bedelinin iadesi talebine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir..... ./.. -2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının değerlendirilmesine gelince; 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altında 87.maddesi "Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır." düzenlemesi getirmiştir. Aynı Yasanın 88.maddesi su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörmüştür. 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 89.maddesine göre de, harcamalara katılma payları, bu tür hizmet giderleri .....tarafından tespit edilen ve yayınlanan rayiç ve birim fiyatlara göre hesaplanan tutarları aşamaz. Belediye Gelirleri Kanuna dayalı olarak çıkarılan Tarifeler Yönetmeliğinde de, gerek yeni bir kanalizasyon tesisi yapılması ve gerekse mevcut tesisin ıslahı durumunda taşınmaz sahiplerinden katılma payı alınacağı öngörülmüş; bunun belli bir oranının (arsa vergi değeri üzerinden % 2 oranında) inşaat ruhsatı alınma aşamasında avans olarak tahsil edileceği, bakiyesinin de su aboneliği aşamasında yapı değeri emlak vergi beyanı esas alınmak ve %2 oranını geçmemek üzere tahsil edileceği belirlenmiştir. Katılım paylarının hesabına ilişkin ....arifeler Yönetmeliğinde formül bulunmakta olup "GAYRİMENKULÜN TOPLAM İNŞAAT ALANI ile METRE TÜL MALİYETİ VE GAYRİMENKULÜN YOLA NAZARAN CEPHESİNİN" esas alınacağı belirtilmiş olmasına rağmen, bilirkişi raporunda toplam inşaat alanı yerine davacıya ait bağımsız bölümün arsa payı esas alınarak davacının borçlu olduğu miktar eksik hesaplanmıştır. O halde mahkemece, aboneliğe başvurulduğu sırada, Yönetmelik 39.maddesi uyarınca arsa vergi değerinin % 2'si oranında kanal katılım payı tahsiline dair evraklar ile ekindeki inşaat ruhsatı ve tahsilat makbuzu dosya içine alınmak suretiyle oradaki belge ve bilgilerden de yararlanmak suretiyle, ödenen avansın da mahsubunu içerir, yasa ve yönetmeliğe uygun denetimi mümkün olacak şekilde yeniden rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken, genel ifadeli ve yönetmelikteki formüle uymayan rapor ile sonuca gidilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.