MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 17/03/2015NUMARASI : 2014/976-2015/203Taraflar arasındaki nafakanın artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; boşanma ile hükmedilen 200 TL iştirak nafakasının çocuğun zorunlu ihtiyaçları ve giderlerinin artmasıyla, yetersiz kaldığını belirterek; aylık 750 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; yeniden evlendiğini, masraflarının arttığını belirterek; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 550TL olan iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 650TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Anayasanın 141'nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297'nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince, yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir.Mahkeme, karar gerekçesinde artırım talep edilen mevcut nafaka miktarının 200TL iken sehven 550 TL olarak değerlendirilerek hüküm tesis edildiğini; hüküm kısmında ise, müşterek çocuk lehine takdir edilen 550,00TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 650TL' ye artırımına karar vererek çelişki yaratmıştır. Bu itibarla, karar gerekçesi ile hüküm kısmının çelişkili olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazları bu aşamada incelenmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.