Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1535 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23415 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde 20.000,00 TL (ıslahen 28.479,17 TL) alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dava dilekçesinde, 17.06.1974 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 22 parsel üzerinde bulunan evin hususi parselasyonla ayrılmış alt katını davalı babasından satın alıp, bedelini ödediğini, bu sözleşmeye dayanarak davalı babası aleyhine tapu iptal ve tescil davası açtığını; mahkemece; satışı yapılan bölümün taşınmaz niteliğinde olmayıp, muhdesat niteliğinde bulunduğu ve sözleşmenin gerçek anlamda satış vaadi sözleşmesi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verildiğini belirterek; sözleşmedeki satış bedelinin dava tarihindeki değerinin belirlenerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 13. Hukuk Dairesince; sözleşme tarihinde ödenen paranın denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihinde ulaştığı değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak; davanın kabulü cihetine gidilerek; sözleşmeye konu taşınmazın zilyetliğinin iade edilmesi kaydıyla 28.479,17 TL alacağın davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların aşağıdaki bendin dışındaki diğer temyiz itirazının reddi gerekmektedir.Ancak; dosya içeriğinden davalının 18.10.2011 günü yargılama devam ederken öldüğü, mirasçılarının davaya dahil edildiği, davacının da davalının mirasçısı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece; sözleşme tarihinde ödenen paranın denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihinde ulaştığı değerden; davacının mirasçı olmasıda gözetilip payına düşen kısmın alacaklı olduğu paradan düşülmek suretiyle; kalan miktar üzerinden hüküm tesis edilmesi gerekirken; bu yön gözetilmeksizin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.