Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15346 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6991 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 27/11/2013NUMARASI : 2013/85-2013/260Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin yetkilisi ve ortağı olduğu dava dışı şirket tarafından keşide edilen ve davalı şirkete geçen 15.300,00 TL bedelli çeke dayanılarak davalı tarafından başlatılan icra takibinde, müvekkilinin yetkilisi ve ortağı bulunduğu şirketin mallarının haciz edilip muhafaza altına alınmasını önlemek amacı ile haciz baskısı altında takip dosyası borcunun tamamını kefil sıfatı ile ödemek zorunda kadığını, çekten dolayı alacaklı görünen davalı şirkete karşı açılan menfi tespit davasının kabulüne ve çekin iptaline karar verilerek kararın kesinleştiğini, icra takibinde borca kefil olmuş olan müvekkilinden para tahsil eden davalı şirketin iptal edilen çek nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini, müvekkili tarafından ödenen paraların iadesi talepli olarak davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptali ile icra takibine konu olan bedellerin ödeme tarihlerinden itibaren işlemiş ve işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile, takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacak üzerinden % 20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.818 sayılı BK'nun 101.maddesinde "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur" hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117.maddesinde bu hüküm ''Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer'' şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir. Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.Mahkemece yargılama sırasında, takip tarihinden önce işlemiş faiz talebi yönünden davacı tarafın davalı tarafı temerrüde düşürecek bir ihtarda bulunup bulunmadığı araştırılmamış, haksız ödeme tarihinden itibaren faiz hesaplaması yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur. O halde somut olayda, davalı taraf için keşide olunan bir ihtarname bulunup bulunmadığı araştırılıp, davalı tarafın temerrüdü yoksa takip tarihinden itibaren davalının temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde faize hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.