Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15340 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7952 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 30/09/2013NUMARASI : 2013/39-2013/258Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında şantiye elektrik aboneliği sözleşmesinin tesis edildiğini, söz konusu abonelik nedeni ile müvekkili kurum tarafından elektrik enerji kullanımından kaynaklanan 55.022,10 TL asıl alacak, 10.792,55 TL gecikme cezası, 1.942,66 TL KDV olmak üzere toplam 67.757,31 TL alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davanın reddine dair karar 7.Hukuk Dairesi'nin 19.11.2012 tarih, 2012-3466 E,8086 K sayılı ilamı ile; "Davalının yetki itirazı reddedilip işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi" gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak, davanın kısmen kabulü ile, takibin 47.729,20 TL asıl alacak ve 10.491,54 TL gecikme zammı üzerinden devamına, kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan 9.545,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.HMK'nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.İcra İflas Kanununun 67.maddesine göre, itirazın iptaline karar verilmesi halinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının haklılığının tespit edilmiş olması, alacağın da likit ve muayyen, bir başka deyişle taraflarca önceden belirlenmiş veya basit bir işlemle hesaplanabilecek nitelikte olması zorunludur.Somut olayda, davacı kurum tarafından davalı aleyhine 01.12.2010 tarihinde başlatılan icra takibinde;17.02.2010, 29.07.2010, 27.08.2010, 16.09.2010, 05.10.2010 ve 16.03.2011 tahakkuk tarihli sırasıyla; 47.729,20 TL, 891,40 TL, 3.309,80 TL, 2.902,10 TL ve 189,60 TL den oluşan elektrik enerjisi bedeli alacağının ve bu alacaklara ilişkin gecikme zammı ve KDV'nin tahsili talep edilmiştir.Mahkemece yargılama sırasında mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, her bir dönem ve tahakkuk türü için denetime elverişli bir şekilde ayrı ayrı hesaplama yapılmamış, mahkemece bu rapor doğrultusunda karar verilmiştir. Dava konusu olan tahakkuk dönem ve türleri esas alınarak her bir dönem için ayrı ayrı hesaplama yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Bilirkişi raporu yetersiz olup, denetime elverişli değildir.Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilerek, takibe ve davaya konu 17.02.2010, 29.07.2010, 27.08.2010, 16.09.2010, 05.10.2010 ve 16.03.2011 tahakkuk tarihli her bir tahakkuk ve türleri esas alınarak davacının davalı taraftan isteyebileceği asıl alacak, gecikme zammı ve KDV'den oluşan bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve sözleşme hükümlerine göre ayrı ayrı hesaplanması konusunda denetime elverişli yeni bir rapor alınması gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Ayrıca, alacağın varlığı ve miktarının yapılan yargılama sonucu belirlenmiş olduğundan alacağın likit olmadığı gözetilmeden mahkemece icra inkâr tazminatına hükmedilmiş olması dahi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.