Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15330 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8777 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 20/02/2014NUMARASI : 2013/828-2014/103Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı; davalıdan Sincan 1.Aile Mahkemesinin 15/11/2011 tarih ve 2011/1155 Esas-2011/1066 sayılı kararı ile boşandığını, müşterek çocuk E.A..'nun velayetinin tarafına verildiğini, davalının müşterek çocuğa yeteri kadar maddi ve manevi destek olmadığını, çocuğun okul ve diğer masrafların gün geçtikçe arttığını öne sürerek, müşterek çocuk için 1.000 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı davaya; cevap vermemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile aylık 500,00 TL iştirak nafakasının tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 15/11/2011 tarihli karar ile boşandığı; ilköğretim okulu 5 sınıf öğrencisi olan müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, davacının adliyede memur olup, 1850 TL maaş aldığı, davalı babanın ise polis memuru olup aylık 2940 TL maaş aldığı, evhanımı bir bayanla yeniden evlilik yaptığı, 440 TL kira ödediğinin tespit edilmiştir.Yukarıda izah olunan nedenlerle; davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında; artırılan iştirak nafakası miktarı fazla olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.