Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15300 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8346 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : GERMENCİK ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 22/01/2014NUMARASI : 2013/376-2014/27Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2009 yılında boşandıklarını, müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verildiğini, boşanma ilamıyla birlikte 100,00'er TL yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen zaman zarfında paranın alım gücünün azaldığını, çocuklardan Simge'nin ciddi sağlık sorunları yaşadığını, ödenmekte olan nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını belirterek; müvekkili için ödenen aylık 100,00 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklardan Simge için ödenen aylık 100,00 TL iştirak nafakasının artırılarak aylık 500,00 er TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk ve iştirak nafakasının ayrı ayrı aylık 375,00'er TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.Dava; iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir.Temyize konu uyuşmazlık; artırım oranının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Çocuğun yaşı, sağlık durumu, nafakanın niteliği, davalının ekonomik ve sosyal durumu nazara alındığında, mahkemece takdir edilen iştirak nafakası artırım oranı hakkaniyet ilkesine uygun olup, davalının iştirak nafakasının artırım oranına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.Davalının, yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin temyiz itirazına gelince;Kural olarak tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m.176/4) Bu yasal düzenlemeye göre iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır.Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; artırımı talep edilen yoksulluk nafakasının 08.05.2009 tarihinde kesinleşen boşanma ilamıyla belirlendiği, eldeki artırım davasının 01.07.2013 tarihinde açıldığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumunda boşanmadan sonra olağanüstü bir değişiklik olduğuna dair bir iddianın ileri sürülmediği görülmüştür.Hal böyle olunca; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yoksulluk nafakasının niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayımladığı ÜFE (TEFE) artış oranı nazara alınarak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında oluşan dengeyi koruyucu oranda artırıma karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek oranda nafaka artışına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.