....Taraflar arasında birleştirilerek görülen vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması asıl ve birleşen davanın davacıları vekilleri tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden asıl davada davacılar vekili Av. ... ve birleşen davada davacı vekili Av. ... geldi. Aleyhine temyiz olunan asıl ve birleşen davada davalı vekilleri Av. ... ve Av.....geldi. Gelen taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldü.Belli saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dilekçesinde; mirasbırakan .... arzularını içeren 15.04.2002 tarihli vasiyetnamenin ehliyetsizlik ve şekil eksikliği nedenleri ile geçersiz olduğunu ileri sürerek iptalini, bunun mümkün olmaması halinde tenkisini talep etmiştir.Birleşen 2003/429 Esas sayılı davada davacı ... vekili; aynı vakıalara dayanarak mirasbırakan .... ait 15.04.2002 tarihli vasiyetnamenin iptalini, bunun mümkün olmaması halinde tenkisini talep etmiştirDavalı vekili; mirasbırakanın vasiyeti düzenlediği tarihte fiil ehliyetinin yerinde olduğunu, öte yandan vasiyetnamenin şekil şartlarına uyularak düzenlendiğini savunarak; asıl ve birleşen davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; mirasbırakan .... vasiyetnameyi düzenlediği tarihte fiil ehliyetinin yerinde olduğunun .... alınan rapor ile belirlendiği, incelenen vasiyetnamenin ise şekil şartlarına haiz olduğu, öte yandan mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazın davacıların saklı paylarını karşıladığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davanın davacıları vekilleri tarafından tarafından temyiz edilmiştir..... -2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK. nun 535. maddesi; “Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder.Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.” hükmünü içermektedir.Yazılışına bakılarak TMK. nun 535. maddesinin, ancak vasiyetçinin okuyamaması veya imzalayamaması halinde uygulanabileceği düşünülebilirse de, bu görüş, doğru değildir. Nitekim, 26.03.1962 günlü ve 23/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde açıkça ifade edildiği üzere, okur yazar kişiler bile, dileğine göre ve hiç bir sebep bildirmeye veya vasiyetnameye yazdırmaya yer olmaksızın okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunu seçebilirler. Sözü edilen içtihadın yürürlüğünden bu yana uygulama bu yolda devam ede gelmiştir (Yargıtay 2. HD. nin 24.11.1980 günlü ve 1980/7187 E. 8357 K. ve Yargıtay 3. HD. nin 17.12.2012 günlü ve 2012/21939 E. 25917 K. sayılı içtihatları).Öte yandan, okuryazar kişilerce, okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunun seçilmesi halinde de; TMK. nun 535/2. maddesinde gösterilen şekle uyulmak zorundadır.Davaya konu vasiyetname, okuryazar olmayanlara ilişkin vasiyetname şeklinde düzenlenmiştir. Vasiyetnamede tanıkların “Mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını” tevsik eden beyanları yoktur. Bu beyanın yokluğu vasiyetnameyi geçersiz kılar.Hal böyle olunca, mahkemece; TMK. nun 535/2. maddesindeki şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmeyen vasiyetnamenin iptali hakkındaki asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre ayrı ayrı takdir edilen 990 TL vekâlet ücretinin davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 05.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.