Y A R G I T A Y İ L A M IDavacı........... OSB ile davalı ...............EDAŞ aralarındaki alacak davasına dair Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16/06/2014 günlü ve 2013/244 E. -2014/174 K. sayılı hükmün düzeltilerek onanması hakkında dairece verilen 24.02.2015 günlü ve 2014/16672 E.-2015/2913 K.sayılı ilama karşı taraf vekillerince kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacı müvekkilinin 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu (OSBK) hükümlerine göre kurulmuş bir tüzel kişi olup, EPDK'nın (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun) 27.08.2007 tarih ve 129/2 sayılı kararı ile Dağıtım Lisansı sahibi olduğunu; müvekkili ile davalı arasında, Elektrik alımına ilişkin 1 Şubat 2008 tarihli Y.G.Perakende Satış Sözleşmesi yapıldığını; sözleşme gereği, davalının, tedarikçi olarak; müvekkiline sattığı Elektrik satış bedeli ile yaptığı hizmetlere karşılık da yasa ve yönetmeliklere göre tahakkuk ettirilen iletim bedeli, dağıtım bedeli BTV, Enerji fonu gibi bedelleri de tahsil etme hakkına sahip olduğunu; 26.07.2008 tarihine kadar TRT payı tahsil etme hakkına da sahip bulunduğunu; ancak, 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu'nun 4/C maddesinde, 26.07.2008 tarihinde 5784 sayılı yasanın 11.maddesi ile yapılan değişiklik ile; "Organize Sanayi Bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo- Televizyon kurumuna ayrıca pay yatırmaz." hükmü ile Organize Sanayi Bölgelerinin " TRT payı ödemesinden muaf tutulduğunu; dolayısıyla, davalıya ödenen TRT payı bedellerinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; 2008 Eylül ila 2010 Eylül arası dönem için müvekkilinden mevzuata aykırı olarak tahsil edilen, 1.908.720,28 TL TRT payı ile 343.569,65 TL KDV olmak üzere toplam:2.252.289,93 TL alacağın, ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ve KDV'si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; ........... EDAŞ ve diğer elektrik dağıtım şirketlerinin her biri alınan TRT paylarını TRT kurumuna intikal ettirdiğinden , iddia edilen söz konusu bir alacak mevcut ise bunun tarafının müvekkili kurum olmadığını, hesabında artış gerçekleşen TRT kurumu olduğunu belirterek husumet itirazında bulunmuş; iş bu davanın TBK'nundaki bir yıllık hak düşürücü süreler ve zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açıldığını ileri sürerek, zamanaşımı definde bulunmuş; davanın esasına ilişkin olarak ise, faturayı alan davacının Türk Ticaret Kanunu'nun 21.maddesi gereğince 8 gün içinde itiraz etmediğini, söz konusu faturada kalem kalem alınan bedellerin açıkça gösterildiğini, ihtirazi kayıt ileri sürmeden fatura bedellerinin davacı tarafından ödendiğini; bu nedenle, fatura içeriğinde yer alan TRT payı ödemesine ilişkin paranın geri istenmesinin haklı olmadığını; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu mevzuatı açısından da, Borçlar Kanununda düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümleri açısından da davacının, davalıdan talep edebileceği bir alacağının bulunmadığını, davanın TRT kurumuna da ihbarının gerektiğini, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.Açılan bu dava, davalı vekilinin talebi ile TRT Genel Müdürlüğüne ihbar edilmiş olup, kurum tarafından Asli Müdahillik talep dilekçesi verildiğinden; mahkemece, Fer'i Müdahillik kararı verilmiştir. Fer'i müdahil kurum vekilinin beyan dilekçelerinde ise; TRT'nin Anayasanın 133. Mad. ve 2954 sayılı TRT kanunu kapsamında faaliyet gösteren özerk bir kamu yayın kuruluşu olduğunu, 5784 sayılı kanunla değişik 3093 sayılı Kanunun 4/C maddesi uyarınca davalı tedarikçi şirketin davacıya Serbest Tüketici sıfatıyla Elektrik satışından dolayı nihai tüketici olarak TRT enerji payının mükellefi olduğunu, OSB lerin katılımcılarına yaptıkları satışları sırasında enerji bedellerine yaptıkları ilave bedeller üzerinden mükerrer olarak, ayrıca TRT payı yatırmamalarının düzenlendiğini; (bu değişiklik öncesindeki uygulamada ise, tedarikçi firmanın satışını yaptığı elektrik bedeli için gayrisafi hasılattan; OSB'nin ise, katılımcılarına satışını yaptığı elektrik bedelleri üzerinden tedarikçi firmanın yaptığı ve yansıttığı TRT payını düşmek suretiyle kalan tutar üzerinden TRT kurumuna ayrıca TRT payı ödemesi yaptığından), amacın OSB'lerin mükellefiyetlerinin ortadan kaldırılması olmadığını, bu nedenle açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğundan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "...dava konusu alacak, yasa gereği alınmaması gereken TRT payının, kanuna aykırı olarak davacıdan tahsil edilmesinden kaynaklanmaktadır. ...bilirkişi raporu doğrultusunda; 3093 sayılı Kanunun 11.maddesinde 5784 sayılı yasa ile 26.07.2008 tarihinde yapılan değişiklik ile davacı TRT payı ödeme yükümlülüğünden muaf tutulduğundan; bu tarihten sonra davacıdan tahsil edilen 1.908.720,28 TL TRT payının ve 343.569,65 TL KDV'sinin bilirkişi raporunda belirtilen ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Gerekçesiyle" davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı vekili ve müdahil kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin, 24.02.2005 tarih ve 2014/16672 E-2015/2913 K. Sayılı ilamıyla; ".... Dosya kapsamından; davacı İOSB ile davalı UEDAŞ arasında 01.02.2008 tarihli “Enerji Sözleşmesi”nin imzalandığı, davacının davalıya ödediği fatura bedellerinin (30.08.2008 -30.09.10 tarihleri arası) toplam 117.230.937 TL ödendiği, bilirkişi raporuna göre tüketim toplamının %2 TRT payı olarak 1.908.720 TL asıl, 343.569 TL KDV olmak üzere 2.252.289,93 TL nin haksız yere ödendiği, 3093 sayılı TRT Kanununun değişik 4/C maddesi gereğince "OSB tüzel kişiliklerinin serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcılar için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak TRT Kurumuna ayrıca pay yatırmaz" hükmüne göre davacının TRT payından muaf olduğu anlaşılmaktadır.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazı yerinde değildir.Ancak, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilen alacak miktarına faiz işletilmesi için TBK'nın 117/1. (BK nın 101/1. ) maddesi gereğince “muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” hükmüne göre, davalı borçlunun temerrüde düşürülmesi gerekmektedir. Davacı vekili tarafından; davalının davadan önce temerrüde düşürüldüğüne dair ihtarname gönderilmediğine göre, faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerekirken, mahkemece; ödeme tarihlerinden itibaren ticari avans faizi ile tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir, gerekçesiyle" mahkeme kararının, faizin başlangıç tarihi yönünden düzeltilerek Onanmasına karar verilmiştir. Taraf vekilleri süresinde verdikleri dilekçeleriyle, Dairemiz kararının düzeltilmesini talep etmektedirler.Karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan incelemede; Davada; davacı Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğünün, Elektrik alımına ilişkin davalı (.........) ile yaptığı 01.02.2008 tarihli Y.G. Perakende Satış Sözleşmesine dayalı olarak, davalı tedarikçi tarafından düzenlenen faturalarda TRT payı olarak tahsil edilen ve TRT kurumuna intikal ettirilen bedellerin, sözleşme, yasa ve yönetmeliklere aykırı tahsil edildiği ileri sürülerek; iadesi talep edilmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Taraflar arasında elektrik alımına ilişkin bir sözleşme bulunduğu, sözleşme gereği davalının fatura düzenlediği, fatura içeriğinde TRT payı da gösterildiği ve fatura bedelinin davacı tarafından davalı şirkete ödendiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. TRT payı ile ilgili 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununun 4/C maddesinde 26.07.2008 tarihinde 5784 sayılı yasanın 11.maddesi ile yapılan değişiklikten önce, davacı OSB ve davalı tedarikçi şirket tarafından TRT payı ödendiği hususunda da bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, 26.07.2008 tarihinde 5784 sayılı yasanan 11.maddesi ile, 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunun 4/C maddesinde yapılan değişiklikle; Organize Sanayi Bölgelerine, tedarikçi şirketlerden satın aldıkları elektrik bedelleri için TRT payı ödeme muafiyeti getirilip getirilmediği noktasındadır.Uyuşmazlığın çözümünde, öncelikle, yasal mevzuat ve bu mevzuat değişiminin incelenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan, 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kuıumu Gelirleri kanununun 4/C maddesinin, değişiklik yapılan 26.07.2008 tarihinden önceki şeklinde;"(Değişik: 06.07.1999 tarihli 4397 sayılı Kanun) Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. ve Türkiye Elektrik Üretim-İletim A.Ş. ile bu kuruluşların dışında kanunla elektrik üretimi ve iletimi tesisleri kurmaya ve işletmeye, dağıtım ve ticaretini yapmaya yetkili kılınan diğer kurum, kuruluş ve işletmeler nihai tüketiciye satılan enerjiden elde edilen gayrisafi satış hasılatının (Katma Değer Vergisi hariç tüm fon, vergi ve payları dahil) %3.5 oranı tutarındaki payı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler" şeklinde düzenlenmiştir. Maddedeki % 3.5 oranı 23.02.2003 tarih ve 25029 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu kararı ile de %2 olarak değiştirilmiştir. Maddenin düzenlenmesine göre, Elektrik üreten, dağıtan ve ticaretini yapmaya yetkili kılınan kurum ve kuruluşlar ve işletmeler "nihai tüketiciye" satılan enerjiden elde edilen gayrisafi satış hasılatının %3,5 oranı tutarındaki payı TRT kurumuna intikal ettireceklerdir. Bu nedenle de, davacının (nihai tüketici/serbest tüketici olarak) satın aldığı elektrik için; tedarikçi şirketler, satış hasılatından ve satın alan ve katılımcısına satan davacı OSB tarafından ise, hasılat üzerinden (tedarikçi şirketin yatırmış olduğu pay miktarı mükerrerliği önlemek için düşülerek kalan tutar ) bu dönemde ayrı ayrı yatırılmış bulunmaktadır.3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu'nun 4/C maddesi, 26.07.2008 tarihinde değişiklik yapılarak;"(Değişik; 26.07.2008, 5784 sayılı yasanın 11.maddesi) Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler. Organize sanayi bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.11.09.2014 tarihinde yayınlanan 6552 sayılı yasanın 144.maddesinin (ğ) fıkrası ile de; 3093 sayılı Kanunun 4.maddesinin (c) fıkrasının 2. cümlesi "Organize sanayi bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz. Hükmü" yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır.6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 13.maddesinde; Organize Sanayi bölgelerinin faaliyet, işlem ve yetkileri düzenlenmiş olup, Organize sanayi bölgesi tüzel kişiliği, katılımcılarının elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla tüketim miktarına bakılmaksızın Serbest tüketici sayılacağı belirtilmiştir. Organize Sanayi Bölgelerinin Elektrik Piyasası Faaliyetlerine ilişkin yönetmeliğin 15.maddesinde de; "Serbest tüketici hakkını kullananlar dışındaki katılımcılarının kullanımına sunulan elektrik enerjisi ve/veya kapasite için uygulanacak OSB elektrik enerjisi bedeli sadece elektrik enerjisi teminine ilişkin maliyetleri içerir ve katılımcılara doğrudan yansıtılır." denilmektedir.Aynı yönetmeliğin, 19.maddesinde de; "OSB'ler, tahsilatına aracı oldukları tüm vergileri ve kanuni kesintileri katılımcılara hitaben düzenleyecekleri faturalarda ayrı olarak gösterir." hükmüne yer verilmiştir.Davacının dava dilekçesinde dayandığı ve dosya içerisinde bulunan 01.02.2008 tarihli sözleşmede; ........... Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü'nün abone olduğu belirtilerek 9990141 abone numarası verildiği görülmüştür. Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'nun benzer bir dava ile ilgili 10.09.2015 tarihli kararında da, uyuşmazlığın, abonelik ilişkisine dayandığı saptanarak, dosyanın temyiz incelemesinin Dairemiz görevinde olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, davacı OSB katılımcıları için temin ettiği elektrik bakımından davalı tedarikçi Şirketin elektrik abonesi olup,kanun gereği serbest /nihai tüketici konumundadır.Zira, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 1.maddesinde "perakende satış", elektriğin tüketicilere satışı; "Tüketici" elektriği kendi ihtiyacı için alan serbest ve serbest olmayan tüketiciler olarak tanımlandığından OSB ler katılımcıları için satın aldıkları elektrik bakımından serbest / nihai tüketicidirler . (Davacı OSB'nin, katılımcılarıyla olan ilişkisi; bir binada şantiye aboneliğinden, bağımsız bölüm maliklerinin süzme saat vasıtasıyla yararlanması biçimine benzemektedir.)Kanun hükmünü yorumlama yöntemlerini genel olarak üç ana grup altında toplamak mümkündür. Bunlar; deyimsel (Lafzi), tarihsel ve amaçsal yorum yöntemleridir.Deyimsel yorum yöntemi (lafzî yorum) denilen bu yorum yönteminde, kanunun mantık ve deyim bakımından anlamını araştırmak esastır. Kanun metninde kullanılan kelimelerden, o hükmün ne anlama geldiği saptanmaya çalışılır. Burada yorum yapılırken kanunun metni ile bağlı kalınır ve metin dışına çıkılmaz.Tarihsel yorum yönteminde, kanun koyucunun iradesinin araştırılması esastır. Bu yapılırken, kanunun hazırlık çalışmalarına, komisyon ve Meclisteki konuşmalara, tartışmalara ve kanunun gerekçesine bakmak ve bunlardan yararlanmak gerekmektedir.Amaçsal yorum yönteminde, kanunlar uygulandığı zamanın gereklerine ve anlayışına göre yorumlanırlar. Kanunlar yorumlanırken, kanun metni yanında, kanunun amacını ve özellikle zamanın ihtiyaçlarını ve devrin anlayışını da gözden uzak tutmamak gerekmektedir. Bu yorum yöntemi uyarınca, kanunların statik yapısı ile hayatın dinamik gerçekleri arasındaki çelişkiyi gidermek hâkimin görevi kabul edilmektedir22.02.1997 gün ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da Amaçsal Yorumun nasıl yapılacağı izah edilmiş olup bu kararda belirtildiği üzere, Kanun yorumu, kanun metninin anlamıdır ve ruhudur. Bu ruh kanun kuralının izlediği gayeden çıkarılır. Buna gai (amaçsal ) yorum ve kanun kuralının amacına göre yorumu denilir. Bir kanun hükmünün yasaya konuluş amacına aykırı sonuç doğuracak şekilde yorumlanması, hukuk ilkelerine ve yasanın hem sözü ve hem de özü ile uygulanmasını öngören TMK'nun 1.maddesine uygun olmaz. Bu aşamada, TRT Gelirleri Kanunu'nun 4/C maddesinde (26.07.2008 tarihinde) yapılan değişiklikte geçen "Organize Sanayi Bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz" şeklinde ifade edilen hükmün yorumlanması zarureti bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen ve görülmekte olan davada yorumlanması gereken cümlenin tek başına değil, kanun maddesinin bütünü, gerekçesi, bu maddeye ilişkin meclis tutanakları, madde hükmüyle getirilen yükümlülüğün önceki ve sonrası uygulama şekli ve ilintili olduğu tüm yasal düzenlemeler ve elektrik alımıyla ilgili EPDK tarafından çıkartılan yönetmelik ve kararlarının ve tüm bu hususta yapılan düzenlemelerin birlikte değerlendirilmek suretiyle yorumlanması gerekmektedir.26.07.2008 tarihinden önce 4/C maddesinde yapılan değişiklikten önce, TRT payı , elektriği tedarik eden firmalar tarafından nihai tüketiciye satışı yapılan enerjiden elde edilen gayri safi satış hasılatından ( kdv hariç tüm fon , vergi ve paylar dahil ) %3.5 oranı (daha sonra %2 ) tutarındaki payı TRT kurumuna intikal ettirilmekteydi . Bu TRT kurumuna intikal ettirilen TRT payı tedarikçi firma tarafından tüketicilerle yapılan aralarındaki sözleşme hükümlerine göre yansıtılabilmekte ve en son tüketen üzerinde bırakılmaktaydı. İkili sözleşmelerle tedarikçiden TRT paylı olarak elektriği satın alan OSB'ler de katılımcıları olan firmalara TRT payınıda enerjinin maliyetine dahil ederek katılımcılarına satışını yapmakta ve ayrıca OSB olarak elektrik bedeline ilave ettikleri dağıtım bedeli , iletim bedeli gibi maliyet unsurlarınında ilavesiyle satışını yapıp; alım maliyeti dışında kalan fark gayri safi satış hasılatı üzerinden de TRT payını ödeyip, katılımcı firmalara sonuçta yansıtarak elektrik faturalarına dahil etmekteydi. Uyugulamada, OSB'ler tarafından gayri safi satış hasılatı üzerinden hesaplanan TRT payının mükerrer olmaması için; tedarikçi firmanın gayri safi satış hasılatı üzerinden hesaplayarak TRT ye intikal ettirilen tutar, OSB tarafından toplam bedel üzerinden hesaplanandan mahsup edilerek, kalan bakiye tutar OSB tarafından TRT ye intikal ettirilmiştir. Zaten, düzenlenen faturalar ile kurumlar arasında yapılan yazışmalardan da anlaşılacağı üzere; OSB'ler, söz konusu TRT paylı enerji bedelini aralarındaki sözleşmeler ve Kanun gereği satıcı firmalara fatura karşılığında ödediği gibi, 2008 yılı kanun değişikliğinden önce TRT payı ödemesine ilişkin matrahın içinde "iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller de" bulunduğundan, bu bedellerle ilgili olarak katılımcılarına fatura düzenlemekte ve ayrıca TRT kurumuna da beyanname düzenlemek suretiyle satılan elektrik üzerinden TRT payı ödemekteydi. Davacı (OSB), hem satıcı(tedarikçi) şirkete satın aldığı elektrik bedeli için düzenlenen faturada gösterilecek olan TRT payını kendisine yansıtılmış haliyle , hem de nihai tüketici sayılan katılımcılarına dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi olarak yaptığı elektrik satışından TRT payı hesaplanarak TRT kurumuna ödemede bulunması durumunda mükerrerlik söz konusu olacağından, bu hususun düzeltilmesini üst kuruluşlardan talep etmiştir. Nitekim 3093 sayılı Kanunun 4/C maddesin de değişiklik yapan 5784 sayılı Kanunun 11. maddesi ile; "...Organize sanayi bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz." şeklindeki değişikliğin Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki görüşmeleri sırasında (TBMM Genel Kurul 23. dönem 2. Yasama yılı 127. Birleşim 08.07.2008 tarihli görüşme tutanağı) Yürütme organınca bu değişikliğe niçin gerek duyulduğu ".....burada verginin de bu şekliyle dublikasyonunu önlemek açısından özellikle Organize sanayi bölgelerinin dağıtım hakkı kazandıktan sonra ,elektrik dağıtımında , alırken ödediği TRT payını müşterisine intikal ettirirken aradaki farktan TRT fonu alınıyordu .Bu kanun tasarısının kanunlaşmasıyla beraber bu alınmamış olacak ...." denilerek, bu düzenlemenin amacının, tedarikçilerce, (OSB lerin elektrik alımı sırasında) TRT payının faturada gösterilerek tahsil edilmesiyle, TRT ye intikal ettirileceğinden; OSB lerin TRT paylı olarak satın aldıkları ve katılımcılarına yansıttıkları bedel (ve bu bedele ilave edilen iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller )üzerinden yeniden mükerrer olarak TRT payının alınmasına engel olunmak olduğu açıklanmış bulunmaktadır. Yapılan kanun değişikliği ile de, Anayasanın 73.Maddesi kapsamında vergi benzeri mali yükümlülük ( Dolaylı vergi benzeri ) olan TRT payının tahakkuk ve tahsilindeki bu karışıklığa son vermek istenmiştir. Değişiklik içeren (4/C Md.) Maddenin 1.Cümlesinde Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişilerin TRT payı matrahından "iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller" çıkartılmakla birlikte, elektrik enerjisi satış bedelinin %2'si tutarındaki payı faturalarında ayrıca göstererek, bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettireceği vurgulanmış bulunmaktadır. İkinci cümlesinde ise , Organize Sanayi Bölgeleri tüzel kişiliklerinin, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo- Televizyon Kurumuna ayrıca pay yaptırmaması gerektiği hususuna işaret edilmiştir. Davacı (OSB), maddenin 1.fıkrasıyla getirilen düzenleme ile, nihai tüketici (Serbest Tüketici) olarak aldığı elektrik bedeliyle ilgili, davalı tedarikçinin faturasında gösterdiği TRT payını ödeyecek, katılımcılarına yansıtacaktır.İkinci fıkra hükmü gereğince de, değişiklik öncesindeki gibi ayrıca bir beyanname düzenleyerek kendisinin katılımcılarına yaptığı satış bedeli ile alış bedeli arasında oluşan fark tutarı üzerinden 2. defa mükerrer olarak TRT payı hesaplayıp TRT kurumuna yatırmayacaktır. Böylelikle katılımcılarına yapılan satış bedeli içinde bulunan TRT payı dışında OSB lerin ayrıca 2. defa (kanundaki ifadesi ile "ayrıca ") TRT payı ödemesi yapmaları önlenmiş olmaktadır. Dolayısıyla, yasa koyucunun ikinci fıkrayı düzenlemekteki amacı; davacı OSB'leri TRT payı ödemekten muaf tutmak değil, katılımcılarına satış işleminiTRT payından istisna tutarak TRT paylı olan enerji bedeli ve bu bedele ilave edilen tutarlar üzerinden mükerrer olarak TRT payı ödemesinde bulunulmasının ve beyanname verilmesi gerekliliğinin önüne geçilmesine, yukarıda bahsedilen uygulamadaki karışıklığın giderilmesine yöneliktir. Nitekim, bu 4. Maddenin C fıkrasının 2. cümlesinin, Lafzi yorumla, hiç amaçlanmadığı halde uygulamada OSB lerin tamamen TRT payından muaf olduğu izlenimi uyandırır şekildeki yoruma müsait olduğu görülerek, 11.09.2014 tarihli R.G. de yayımlanan 6552 sayılı kanunun 144. maddesi ile (Kanun değişikliği gerekçesinde de bu fıkranın uygulanmasına ilişkin hukuki ihtilafların ortadan kaldırılmasının amaçlandığı da belirtilerek) kaldırılmıştır. Somut olayda; dağıtım lisansı sahibi olan davacı (OSB), Serbest Tüketici olarak dava konusu dönemde, tedarikçisi davalı şirketten katılımcıları için satın aldığı elektrik bedeli için, bu satış karşılığı düzenlenen faturalarda gösterilen TRT payını; 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu'nun 4/C maddesi gereğince, davalı tedarikçiye ödemekle yükümlüdür. Yasa değişikliği ile, davacı OSB için, satın aldığı elektrikten dolayı bir muafiyet veya tedarikçiden elektrik satın alınması işleminde TRT payından istisna getirilmediğinden; dolayısıyla, davacının, davalı tedarikçi şirkete elektrik satın alınması sırasında faturada gösterilen TRT payı ödemesinde hukuka aykırılık bulunmadığından; ödenen paranın geri istenilmesi de söz konusu olamaz.Dava dilekçesinde, elektrik satın alınması sırasında düzenlenen faturada gösterilen TRT payının satıcı /davalı tedarikçi şirkete ödenen (tedarikçi tarafından ise TRT ye intikal ettirilen ve davacı OSB tarafından ise yönetmelik hükümlerine göre katılımcısına elektrik satışı sırasında enerji maliyet bedeli içinde yansıtılan) dışında elektriğin katılımcılara satışı sonrasında satış bedeli üzerinden "ayrıca" TRT kurumuna aynı enerji için 2. defa- mükerrer- olarak TRT payı ödemesi yapıldığı, beyanname düzenlendiği veya fazladan ödeme de bulunulduğu iddia edilmediğine göre, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre de iade talebinde bulunulamaz.O halde, mahkemece; davacının, 3093 sayılı Türkiye Radyo- Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu'nun 4/C maddesinde, 26.07.2008 tarihinde yapılan değişiklikle, kendilerine (OSB lere ) TRT payı ödemesinden muafiyet getirildiği iddiası yanılgılı yoruma dayalı olup, bu değişiklikle getirilen düzenlemenin lafzi , tarihsel ve gai yorumuna göre ise , davacının bu iddiasında haklı olmadığı kabul edilerek; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, 2008 yılındaki yasa değişikliği ile davacıya TRT payından muafiyet getirildiğinden bahisle, yazılı şekilde davanın kabulüne ilişkin hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Ne var ki; mahkeme kararının açıklanan bu gerekçe ile bozulması gerekirken, zuhulen (faiz yönünden) düzeltilerek onandığı anlaşılmakla; (bozma nedenine göre, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin incelenmesine gerek görülmemiştir) davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile; Dairemizin, 24.02.2015 tarihli 2014/16672 E-2015/2913 K sayılı düzeltilerek onama kararının kaldırılarak, mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA, peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.10.2015 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi. KARŞI OY YAZISIDavacı vekili dava dilekçesi ile; lisans sahibi tüzel kişiliği olan davacı Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğünün 3093 sayılı Kanunun, 5784 sayılı Kanun ile değişik 11.maddesi gereğince TRT payını ödemekten muaf olduğunu belirterek, davalı şirkete haksız yere ödenen TRT payının ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Dava dilekçesinden anlaşıldığı gibi, davacı Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü katılımcıları (abonesi olan ve OSB'de iş yeri bulunan nihai tüketiciler) için temin ettiği enerji bedeli nedeniyle davalı ....... ile yaptığı enerji sözleşmesi sonucu tedarikçi şirket tarafından düzenlenen faturalarda T.R.T. payı olarak Organize Sanayi Bölgesinden tahsil edilen bedellerin sözleşme, yasa ve yönetmeliklere aykırı tahsil edildiğini ileri sürerek iadesini talep etmektedir. T.R.T.payı, 3093 sayılı T.R.T. Gelirleri Yasası ve bu yasayı 26.07.2008 tarih, 5784 sayılı Yasa ile değiştiren 11.maddesi gereğince elektrik bedeli üzerinden alınan ve T.R.T. hesabına aktarılan bedeldir. Bu bedel nihai tüketicinin elektrik faturalarında, %2 T.R.T. payı olarak gösterilmektedir.Dosya kapsamı, tarafların iddiası ve kabullerine göre taraflar arasında enerji alımı nedeniyle sözleşme ilişkisi olduğu, davalının (..........) düzenlediği faturada T.R.T. payının gösterildiği ve bu bedelin davacı tarafından davalıya ödendiği konusunda uyuşmazlık yoktur.T.R.T. payı ile ilgili, 1984 tarih ve 3093 sayılı T.R.T. Gelirleri Kanunu'nun 4/C maddesinde, 2008 yılında 5784 sayılı Yasanın 11.maddesi ile değişiklik yapılmıştır. Değişiklikten önceki uygulamada davacı Organize Sanayi Bölgelerinin tedarikçi şirketlere T.R.T payı ödediği konusunda da uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 5784 sayılı Yasanın 11.maddesi ile 3093 sayılı T.R.T. Gelirleri Kanunu'nun 4/C maddesinde yapılan değişiklik ile, Organize Sanayi Bölgelerine, tedarikçi şirketlerden satın aldıkları (abonelerine sattığı değil) elektrik bedelleri için T.R.T. payı ile ilgili olarak muafiyet tanınıp tanınmadığı noktasındadır.Davada açıkça 5784 sayılı Kanun ile değişik 11.madde gereği davacı Organize Sanayi Bölgesi tarafından davalı şirketten satın aldığı enerji bedeli nedeniyle T.R.T. payı ödenmeyeceği iddia edilmektedir. İddia, karar ve temyiz incelemesi 2008 değişikliği ile getirilen 2. cümle ile ilgilidir. Daire kararında sözü edilen 4/C maddesi 5784 sayılı Yasanın 11.maddesi ile değişik 4/C maddesidir.6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 13.maddesi ile Organize Sanayi Bölgelerinin tüzel kişiliği olduğu açıklanarak faaliyet ve yetkileri düzenlenmiş, Organize Sanayi Bölgelerinin serbest tüketici sayılacağı belirtilmiştir. Davacı OSB serbest tüketici olması nedeniyle tedarikçisi ............'dan satın aldığı enerji için ayrıca T.R.T. payı ödemeyecek ve fakat bu kanuna ilişkin yönetmelik hükümlerine göre, Organize Sanayi Bölgeleri aracı oldukları katılımcılarına (abonelerine) sattıkları enerji bedeline ilişkin düzenleyecekleri faturalarda, vergi ve T.R.T. payı gibi yasal diğer kesintileri göstereceklerdir. 26.07.2008 tarihinde 5784 sayılı yasanın 11.maddesi ile değiştirilen T.R.T. Gelirleri Kanunu'nun 4/C maddesi hükmüne göre; “Nihai tüketiciye, (vergi yüküne katlanmak zorunda olan kişi) elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, (davada davacı taraf) iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde 2'si tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalarında göstererek bunun %2'sini T.R.T. Kurumuna intikal ettirecektir. Ancak, Organize Sanayi Bölgeleri tüzel kişilikleri serbest tüketici olarak tedarikçilerden (Davada davalı taraf) katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak T.R.T. kurumuna ayrıca pay yatırmayacaktır.” Davacı iddiası bu değişikliğin tedarikçilere “ayrıca” T.R.T. payı ödenmemesi konusunda olduğu yolundadır. Organize Sanayi Bölgelerinin serbest tüketici olarak tedarikçilerinden temin ettiği enerjiye ilişkin T.R.T. Kurumuna ayrıca pay yatırmayacağına dair 3093 sayılı Yasanın 2008 yılında değiştirilen 4/C maddesinin 2.cümlesi 11.09.2014 tarihinde yayınlanan, 6552 sayılı Yasanın 144.maddesinin (ğ) fıkrası ile yapılan değişiklik ile yürürlükten kaldırılmıştır.Benim de katıldığım Dairenin Sayın çoğunluğunun görüşünde kabul edildiği gibi, davacı Organize Sanayi Bölgesinin serbest tüketici olarak hem tedarikçisinden aldığı enerji bedeli için ve hem de katılımcılarına sattığı enerjiden T.R.T. payı hesaplanarak T.R.T. kurumuna ödeme yapması halinde, mükerrer ödeme yapmış olacağı kesindir. Yasa koyucu 11.09.2014'de yaptığı değişiklik ile 2.cümleyi kaldırmış, ancak 4/C maddesinin 1.cümlesi ise aynen yürürlüktedir. Sayın çoğunluk ile bu konuda aramızda uyuşmazlık yoktur. Yasa metni açıktır. Yorum yolu ile bir sonuca gitmeye gerek yoktur. Belirtildiği gibi, Dairenin Sayın çoğunluğu ve gerekçeye karşı oy kullanan Sayın Üye ile Organize Sanayi Bölgelerinin 1 defa T.R.T. payı ödemesi gerektiği, 2008 yılında yapılan değişikliğin 2.defa mükerrer (ayrıca ibaresi ile) ödenmenin önlenmesi amacıyla yürürlüğe konulduğu hususunda aramızda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişilikleri T.R.T. Gelirleri Kanununun 4/C maddesinin 1.cümlesi uyarınca katılımcılarına sattıkları enerji bedelinden T.R.T. payını T.R.T. Kurumuna intikal ettireceklerdir. Katılımcıları için temin ettikleri enerji alımı sırasında yasa gereği serbest tüketici konumunda olması nedeniyle T.R.T. payı ödemeyecektir. Davaya konu faturaların düzenleniş ve yapılan ödeme tarihi itibariyle 2.cümle yürürlüktedir. Mahkeme de davacı OSB'nin serbest tüketici sıfatıyla davalı tedarikçi ...........a mükerrer ödediği bedelin tahsiline karar verdiğine göre, Dairenin 24.02.2015 tarih ve 2014/16672 E.-2015/2913 K.sayılı Düzelterek Onama kararının usul ve yasaya uygun olduğu ve taraf vekillerinin karar düzeltme talebinin reddi gerektiği görüşündeyim. 07.10.2015
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
FERAGAT EDİLEN DAVANIN TEKRAR AÇILMASI MAHKEMENİN YAPACAĞI İŞ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının aleyhine, müvekkillerinin de paydaş olduğu taşınmazın haksız kullanımı nedeniyle 8.000.00 liralık ec-rimisil davası açtığını, davadan feragat edildiği gerekçesiyle davanın reddedildiğini, ancak şu andaki davanın davacıları olan müvekkillerinin, ilk ecrimis
Avukatın yapamayacağı işler- ortak çalışan avukatlar da işi yasal olarak reddetmek zorundadır.
1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 38.maddesinde avukatın işi ret mecbureyetinde olduğu haller gösterilmiş, aynı maddenin (c) bendi; “Avukatın evvelce hakim, hakem, Cumhuriyet savcısı, bilirkişi veya memur olarak görev yapmış olmasını” işi reddetme sebebi olarak kabul etmiş, aynı maddenin son fıkrasın
eksik harcın yatırılması için önce normal bir süre verilmesi zorunlu olmayıp, mahkemece doğrudan kesin mehil verilebilir. Ne var ki, verilen kesin mehil makul bir süreyi kapsamalıdır.
(...Kadastro sırasında dava konusu 136 ada 2 ve 6 ile 139 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar davalı C.. G.., 139 ada 6 parsel sayılı taşınmaz eşit paylarla davalı C.. G.. ve dava dışı Z. Y., 136 ada 3 ve 128 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı M.. G.., 136 ada 4 parsel sayılı taşınmaz davalı H. G., 136
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?