Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15181 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3980 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 11.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/04/2014NUMARASI : 2013/213-2014/139Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 06.10.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av.T. A. geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalının eski gelini olduğunu, davaya konu Ankara, .........., ......... Mahallesi, .......... Sitesi,........numaralı daireyi davalının kredi çekerek satın aldığını, bu eve gelin olarak geldiğini, davalının bu daireyi ileride oğluna vereceğini beyan etmesi üzerine dairenin kredisinin yeniden yapılandırılması, borcun azaltılması, faizinin düşürülmesi için davacının, davalının hesabına makbuz karşılığı para yatırdığını, daireye masraflar yaptığını ancak 18/03/2013 tarihinde eşi ile boşandıklarını, davacının kredi yapılandırması için davalının banka hesabına yatırılan paranın faizi ile birlikte toplam 20.215,00 TL olduğu ayrıca eve faydalı masraf olarak toplam 7.650,00 TL masraf yaptığını, noter ihtarına rağmen bu bedellerin davacıya iade edilmediği, davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek toplam 27.865,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davacı ve oğlunun evlilik birliği süresince kendisine ait evde ikamet ettiklerini, evi kendi parasıyla aldığını, banka hesabına yatırılan bedelin evin kirası olarak gönderildiğini, davacının eve kendi isteğiyle masraf yaptığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davacının davalının oğlu ile evlenerek davalıya ait kredi ile alınmış eve yerleştikleri, kredi borcu ödenmesi karşılığında kira ödemeden oturma konusunda anlaştıkları, ödemeleri kendi bütçelerine uygun hale getirmek için banka ile borcun yapılandırılması anlaşmasının kredi taksitlerinin bütçelerine uygun ödemesinin sağlanması anlamında olduğu, davalının bu konuda bir talebi bulunmadığı, eve yapılan balkon kapama, mutfak evyesi ve musluğu, banyo, lavabo, dolap, aç kapa musluk, ayna, storperde, ve duşakabinlerin davalının oğluna alınan dizüstü bilgisayarın davacının kendi kullanımı için yaptırdığı, üç yıla yakın süre kullandığı, boşanma protokolüne göre eşlerin kendilerine ait eşyaları alıp götürdükleri davacının bu konularda bir talepte bulunmadığı tamamen eşlerin ortak kullanımı ile ilgili olan davanın konusu malzemelerin evin değerine katkısı olup olmadığı, ev satılmış olduğundan yeni malikin ne kadar değişiklik yaptığı anlaşılamayacağından mahkemece tespitinin mümkün görülmediği, davacının evi boşaltırken davaya konu eşyaların eve katkısı ile ilgili bir tespit ve bilirkişi incelemesi yaptırmadığı, davacının eve yerleşirken kendi isteğiyle yaptırdığı ve üç yıl kullandığı malzemeleri ve kira karşılığı olarak ödediği kredi borçları taleplerinin yerinde görülmediği ve kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan banka dekontları incelendiğinde, 08.03.2010 tarihinde davacı G.. A.. tarafından Ankara İş Bankası .......... Şubesinden davalı Y.. K..'ın Konya ........... Şubesi Garanti Bankasındaki hesabına 4.000,00 TL yatırılmış ve açıklama bölümünde "Ev kredisini kapatmak için" yazıldığı görülmüştür. Yine 08.11.2010 tarihinde davacı tarafından davalı hesabına 13.340,00TL yatırılmış, açıklama kısmında "Konut Kredisi ve bilezik parası" açıklamasının yer aldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, makbuzlarda bulunan açıklamalar üzerinde durulmadan, davacı tarafından davalı hesabına gönderilen paraların, aksine bir delil olmamasına karşın davalı beyanı esas alınarak kira karşılığı olarak ödendiğinin kabulü ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece, makbuzlar yönünden savunma üzerinde durularak, ev kredisi için gönderilen miktarın tespit edilerek sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.