Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15140 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12266 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ VEK.AV.MEHMET ASLANTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı tarafından ..... Mahkemesi'nin 2010/697 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine alacak davası açılmış olup, adıgeçen mahkemece .... yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiştir. Yetkisizlik kararı davacı tarafından temyiz edilmiş, 3.Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme neticesinde mahalli mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.Yetkisizlik kararı sonrası dosya yetkili.... Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmiş olup, mezkûr Mahkeme tarafından davacının önceki adresine (....M'deki adresine) tebligat çıkarılmak suretiyle davacı duruşmaya davet edilmiş, ancak 17/10/2012 tarihli duruşmaya davacı iştirak etmediği ve davalı vekilinin de davayı takip etmeyeceklerini beyan etmesi üzerine dosya işlemden kaldırılmış bilahare 07/02/2013 tarihli karar ile de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı taraf temyiz dilekçesi ile, duruşmaya Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde davet edilmediği, Mahkemece tarafına gönderilen tebligatın usulsüz olduğu, duruşmadan haberdar edilmediği için duruşmaya iştirak edemediği, zira 24/08/2012 tarihli tebligatın ..... isimli tanımadığı şahsa yapıldığı ve taraf teşkili sağlanmadan karar verildiği; Kaldı ki yetkisizlik kararı verildikten sonra kararın 19/07/2012 tarihinde... kanalı ile yetkili mahkemeye gönderilmesi için sunulan dilekçesinde mevcut adresinin .... olarak bildirildiği ve mernis adresinin de bu olduğu bu adrese tebligat yapılmadan ve taraf teşkili sağlanmadan verilen kararın bozulması gerektiğinden bahisle temyiz cihetine gidilmiştir.....Kural olarak hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hüküm veremez (HUMK md.73, HMK md.27). Yasanın bu hükmü yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve davanın sonuçlandırılabilmesi için konulmuştur. Bu nedenle, taraf teşkilinin sağlanması ve davalının savunma hakkını kullanması kamu düzeni ile ilgili olmakla mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27.maddesinde "Hukuki dinlenilme hakkı" düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36.maddesinde ve .... maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (... sayılı kararı)Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun amir hükmü gereğidir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden haberdar edilmesi ile mümkün olur. Kişinin hangi yargı merciinde duruşması bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilmesi, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğünde açıklanan usule uygun tebligat yapılması ile sağlanabilir.Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre; Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.Yine muhtaba tebliğ kural olarak bilinen en son adresinde yapılır ise de (Teb.K.m.10/1), muhatabın başvurması veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılabilecektir (Teb.K.m.10/2). Muhatabın bilinen en son adresi ikametgah adresi olabileceği gibi işyeri veya mesken adresi de olabilir. Somut olayda, davacı taraf dilekçe ile yeni tebligat adresini bildirmiş, ancak tüm yargılama boyunca davacının .... Mahkemesi'nin 2010/697 Esas sayılı dosyasındaki adresine Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebligat yapılarak dosya tekemmül ettirilmiş ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. .... -3-Davacının usulüne uygun şekilde duruşma gün ve saatinden haberdar edilmesi gerekirken, davacıya yapılan tebliğin usulüne uygun olmadığı üzerinde durulmadan ve buna göre taraf teşkili sağlanmadan, davacının yokluğunda yargılamaya devam edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.