Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15112 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12119 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı şirketin kaçak elektrik kullandığı iddiası ile davalı tarafından tahakkuk ettirilen miktarın ödendiğini, ceza soruşturması sonucunda takipsizlik kararı verildiğini belirterek, ödenen 5.017.00-TL ödeme tarihinden ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece verilen ilk karar; "...hükme esas alınan bilirkişi raporu Yargıtay denetimine elverişli olmadığı gibi, rapora davalı tarafından da itiraz edilmiştir. Bu durumda mahkemece, yeni bir bilirkişiden davalının bilirkişi raporuna itirazları ve yönetmelik hükümleri de dikkate alınarak rapor tanziminin sağlanması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesi ile bozulmuş mahkemece de bozma kararına uyulmuştur.Kural olarak bozma kararına uyan mahkemenin bu kararın içeriğine uygun işlem yapması zorunludur; bu aynı zamanda lehine bozma yapılan taraf yararına doğan bir kazanılmış haktır. Bozma kararı dışında kalan yönler ise kesinleşir. Somut olayda; mahkeme bozma kararına uyduğu halde gereklerini tam olarak yerine getirmemiştir.Yargılama sırasında alınan 05/06/2011 tarihli ve elektrik elektronik yüksek mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda enerji bedeli, gecikme zammı ve KDV olmak üzere toplam alacağın 3.281.00-TL olduğunun belirtildiği, 10/01/2013 tarihli ve elektrik elektronik mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda kaçak tahakkuk bedelinin 1.216.27.-TL, davacının alacaklı olduğu miktarın 3.765.12-TL olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.....HUMK.nun 275. ve devamı maddelerinde "bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de, işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK.nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir. Aynı ilkeler 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde "bilirkişi incelemesi" ismi altında ve 266-287.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifeti ile alınan iki rapordaki çelişkileri de giderecek biçimde rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekirken, birbiriyle çelişen raporlardan ikincisine itibar edilerek yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.