Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15108 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15554 - Esas Yıl 2013





Davacı ... ile davalılar ... ve ... aralarındaki eşya alacağı davasına dair .... Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 14.02.2013 günlü ve 2012/7 E.-2013/113 K.sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 25.06.2013 günlü ve 2013/7823 E.-2013/11042 K.sayılı ilama karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı ...'ın davacının eşi, davalı ...'nin davacının kayınpederi olduğunu, evlenirken çeyiz senedinde sayılan ziynet ve çeyiz eşyalarını beraberinde getirdiğini, davalılara teslim ettiğini, darp edilerek baba evine bırakıldığını, hiçbir eşyasının iade edilmediğini belirterek, eşyaların aynen iadesine mümkün değil ise fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere bedelleri olan 38.000,00 TL yasal faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde; .... eşyalar ile ilgisinin olmadığını, davalı ...'ın çeyiz eşyalarını vermeye hazır olduğunu, ziynetlerin davacıda bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davalı ... yönünden, aynı evde oturmadığı, senedi kefil sıfatı ile imzalamadığı, eşyalardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine, davalı ... yönünden çeyiz eşyalarının aynen, mümkün değilse bedeli olan 1.450,00 TL davacıya verilmesine, ispatlanamayan ziynet eşyası davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce karar onanmış, bu kez davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.TMK 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneyimlerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyedlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. ...Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır.Somut olayda; davacının ziynet ve çeyiz eşyası alacağının dayanağı olan çeyiz senedinin incelenmesinde her iki davalının eşyaları teslim aldıklarını belirterek, belgeyi imzalamış oldukları anlaşılmaktadır. Davalı ...'nin belgeyi müşterek borçlu sıfatı ile imzalamış olduğundan davaya konu çeyiz eşyaları yönünden davacıya karşı diğer davalı ... ile birlikte sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece birlikte oturmadıkları, kefil sıfatının bulunmadığı gerekçeleri ile çeyiz eşyaları yönünden davalı ...'ye açılan davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Bu bakımdan mahkemece; davalı ... yönünden çeyiz eşyalarına yönelik olan davanın kabulüne karar verilebilmesi için karar düzeltme talebinin kabulü ile bu yöndeki onama ilamının kaldırılması ve mahkeme kararının yalnızca bu nedenle bozulması gerekmektedir.Ziynet eşyaları yönünden ise; davacının talebinin dayanağı olan çeyiz senedinde, altınların davalılara teslim edildiği yazılı ve bu durumda ispat yükü davalılarda ise de dinlenilen davalı tanığı ..... beyanında; davacının babaevine dönmesinden sonra barıştırmak için gittiklerinde davacının bilezikler ve kolye taktığını gördüğünü söylemiştir. Bu durumda, davalıların ziynetleri davacıya teslim ettiklerine dair iddialarını kanıtlamış olduklarının kabulü gerekir. Bu halde davacının evden ayrılırken ziynet eşyalarını götürmediğine dair ispat yükü tekrar davacıya geçmiştir. Davacı ise alacağının belgeye dayandığını, tanık dinletmeyeceğini bildirmiş ve bu durumda iddiasını ispat edememiştir. Anılan nedenle, her iki davalı hakkında ziynet eşyaları yönünden verilen red kararı somut olaya ve yasaya uygun görülmüş, karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.....Bu itibarla Dairemizin 25/06/2013 tarihli ve 2013/7823 E.-11042 K.sayılı onama ilamının kaldırılarak,mahkeme kararının yukarıda anıldığı şekilde davalı ...'ye açılan çeyiz eşyaları davası yönünden oybirliği ile BOZULMASINA, her iki davalıya açılan ziynet eşyaları davası yönünden oyçokluğu ile KARAR DÜZELTME TALEBİNİN REDDİNE, 04.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.