Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15081 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18470 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ÇİVRİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/05/2014NUMARASI : 2013/557-2014/258Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davalının davacı şirketin ....... numarası ile elektrik abonesi olduğunu, kullandığı elektrik tüketimi nedeniyle düzenlenen faturaların elektrik sayacının okunması ile birlikte davalının adresine bırakılarak kendisine tebliğ edildiğini, ilgili faturaların davalı tarafından ödenmediğini ve davalının temerrüde düştüğünü, Çivril ......İcra Müdürlüğü'nce 2013/1675 Esas sayılı takip dosyasında gönderilen ödeme emrinin 22.10.2013 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiğini, davalı borçlunun ise borcun tamamına, faize, KDV'ye itiraz ettiğini ve zamanaşımı itirazında bulunduğunu, söz konusu itirazlar üzerine icra takibinin durduğunu, borçlunun tüm itirazlarının yerinde olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davalı borçlunun Çivril .......İcra Müdürlüğü'nün 2013/1675 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli olan borçlunun %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını, esasa yönelik olarak ise; davaya konu elektrik borcunun kaynağının, hangi dönemlere ait olduğunun ve ne şekilde muaccel olduğunun belli olmadığını, elektrik borcuna ait faturanın belediyenin kayıtlarında yer almadığını, bu nedenle davalı belediyenin borca itirazının kötü niyetli olarak değerlendirilemeyeceğini ve kötü niyet tazminatı talebinin haksız olduğunu, davalı belediye tarafından borçların zamanında ........ Elektrik A.Ş. adlı dağıtım şirketine ödendiğini, bu nedenle .......... Elektrik A.Ş.'nin kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, yine faturalar taraflarına tebliğ edilmediğinden davalı belediyenin temerrüde düştüğü kabul edilemeyeceğinden gecikme faizi talebinin de yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile, davaya konu Çivril .......İcra Müdürlüğü'nün 2013/1675 Esas sayılı icra dosyasına dayalı davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile icra takibinin kaldığı yerden devamına, asıl alacağın %20'si olan 1.089,30 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. HMK'nun 266.maddesi hükmüne göre; çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde, bilirkişinin oy ve görüşünün alınması zorunludur. Buna göre, seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiği kuşkusuzdur.Somut olayda ise; mahkemece, davalının davacı şirketin elektrik abonesi olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı ve davalının elektrik tüketiminden kaynaklanan borcunu ödemediğinden bahisle davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.Hal böyle olunca; mahkemece taraflara gerekirse ödemeye ilişkin tüm kayıt ve belgeleri sunmaları için süre verilmesi ve yukarıda ifade edilen yasa hükmü de gözetilerek, alanında uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden davalının takibe konu edilen faturalar nedeniyle davacı şirkete borcu bulunup bulunmadığı, borcu var ise bunun ne miktar olduğu hususunda rapor alınması suretiyle değerlendirme yapılması gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.