Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15042 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7770 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 17. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 26/12/2013NUMARASI : 2012/483-2013/927Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; davalıların annesi Y.. S..'in 11.03.1939 doğumlu olup, 03.04.2012 tarihinden itibaren davacı belediyeye bağlı Darülaceze Müdürlüğünde bakıldığını; bakım giderlerine davalı çocukların da katılması gerektiğini ileri sürerek; davalılardan 400'er TL yardım nafakası talep ve dava etmiştir.Davalılar, maddi durumlarının nafaka verecek durumda olmadığını savunup; davanın reddini istemişlerdir.Mahkemece; "...Korunmaya muhtaç bir kişinin davacı kurum tarafından bakıldığı ve kurum tarafından MK.364. maddesi gereğince bakılan kişinin çocuklarından nafaka istenmektedir. Davacı kurumun MK.nun 365/2. maddesi gereğince nafaka isteyebilmesi için davalıların mali durumlarının nafaka vermeye uygun olması gerekir. Davalıların bir kısmı ödeme gücünden yoksun kişilerdir. Bir kısmı da İstanbul'da yaşayan emekli olmuş ek iş yapsa da kendisi ve ailesinin, çocuklarının geçimini sağlayacak ölçüde kazanç sahibi kişilerdir. Davalılardan hiç birinin istenilen nafakayı ödeyecek güçte olmadıkları kanısına varılmıştır. Sosyal sorumluluğu olan davacı kurumun talebi reddedilmelidir, gerekçesiyle" davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, davalılardan H.. S.. ile ilgili yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; emekli olduğu aylık 900 TL maaşı olduğu, ticari araç kira bedeli olarak da aylık 2.000 TL geliri bulunduğu ifade edilmiştir.Bu durumda, mahkemece; davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, davacının ihtiyaçlarının kısmen de olsa karşılanması için, hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde tüm davalılar yönünden davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.