MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 3. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 10/03/2015NUMARASI : 2014/891-2015/191Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; Eskişehir 3. Aile Mahkemesinin 2012/703 Esas 2013/68 Karar sayılı ilamı ile davalının açtığı boşanma davasının reddedildiğini, 300 TL tedbir nafakası bağlandığını, kararın 03.09.2014 tarihinde kesinleştiği, davalının müşterek konutta kalmadığını, davacının ihtiyaçlarını karşılamadığını, davacıya ailesinin baktığını belirterek 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; boşanma dosyasının kesinleşmesine rağmen nafaka ödemeye devam ettiğini, davacının maddi durumunun iyi olduğunu, davalının maddi yönden sıkıntılı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren aylık 450,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı tarafından Eskişehir 3. Aile Mahkemesinin 2012/703 Esas 2013/68 Karar sayılı ilamına istinaden ödenen nafakaların takdir edilen nafakadan mahsubuna karar verilmiş, hükmü davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz etmiştir.Ancak; kısa kararda, hükümdeki 1. maddenin 2. bendi olan “Davalı tarafından mahkememizin 2012/703 Esas 2013/68 Karar sayılı ilamına istinaden ödenen nafakaların takdir edilen nafakadan mahsubuna” olmadığı görülmüştür.Bu durum, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmaktadır.10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır.Anılan içtihadı birleştirme kararı gereğince, kısa kararla bağlı olmaksızın, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek şekilde vicdani kanaate göre yeniden bir karar verilmelidir. Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.