MAHKEMESİ : KONYA 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 08/01/2015NUMARASI : 2014/88-2015/3Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından katılma yoluyla, davalı vekili tarafından ise duruşma talepli olarak temyiz edilmiştir. HUMK.'nun 438.maddesindeki koşullar oluşmadığından, (davanın niteliği dikkate alınarak) davalı vekilinin duruşma talebi reddedilmiş, evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin üniversite öğrencisi olduğunu, kendisi ve ailesinin maddi durumunun iyi olmadığını, davalı babanın müvekkiline maddi katkısının bulunmadığını, ........ Belediyesi’nde çalıştığını, şirketleri olduğunu,......... Derneği başkanı olduğunu belirterek; aylık 1.000 TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; talep edilen nafakanın fahiş olduğunu, ......... Belediyesi’nde tekniker olarak çalıştığını, kirada oturduğunu, yeniden evlendiğini, bu evlilikten iki çocuğu olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; dava tarihinden itibaren, aylık 175 TL nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;Dava; yardım nafakası talebine ilişkindir.TMK'nın 364/1.maddesi gereğince; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 328/2.maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Hukuk Genel Kurulu'nun 07.06.1998 gün, 1998/656; 688 sayılı ilamında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle, kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.Tüm bu nedenlerle okumakta olan kişi, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Somut olayda; davacının, davalının oğlu olduğu, Selçuk Üniversitesi ..........Fakültesi Sanat ....... bölümü öğrencisi olduğu, ailesi ile kaldığı, çalışmadığı, 300 TL devlet bursu aldığı; davalının ise ...... Belediyesi’nde zabıta memuru olduğu, evli ve iki çocuklu olduğu, kirada kaldığı, ....... Kültür ve Dayanışma Derneği başkanı olduğu anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, davacının üniversitede okuduğu, giderleri ve öğrenim gördüğü üniversite masrafları ile davalının gelir durumu, paranın satın alma gücünün azalması hususları gözönünde bulundurularak; TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, davacı lehine daha yüksek miktarda nafakaya karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde(aylık 175 TL nafakaya) karar verilmesi uygun görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.