MAHKEMESİ : MERSİN 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 19/03/2014NUMARASI : 2013/726-2014/185Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davacı ile davalının boşandıkları Mersin 5. Aile Mahkemesi’nin 2012/478 Esas ve 2013/513 Karar sayılı ilamında iştirak nafakası talebine rağmen mahkemenin bir karar vermediğini, davalının müşterek çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, davacının geliri olmadığını belirterek 500,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının müşterek çocukla ilgilendiğini, geçici işlerde çalıştığını, ailesinin yardımı ile geçindiğini belirterek davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise, uygun nafaka miktarına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 200,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dava; iştirak nafakası istemine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.Türk Medeni Kanunu'nun 330/1 maddesi gereğince; nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.Somut olayda; velayet hakkı annede olan müşterek çocuk Mislina’nın 2006 doğumlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmasında; davacının ev hanımı olduğu, çalışmadığı, geliri olmadığı, geçici olarak akrabalarının yanında kaldığı, malvarlığı olmadığı, davalının ise; kendi beyanına göre çalışmadığı, ancak kardeşinin beyanına göre, şahsın kuyumcuda çalıştığı, aylık gelirinin belli olmadığı, babasına ait evde kaldığı, malvarlığı olmadığı anlaşılmıştır.Ancak, davalının ekonomik ve sosyal durum araştırmasında kuyumcu yanında çalıştığının tespiti olduğu, davacı tarafça davalının iyi bir maaşla çalıştığı iddia edilmekte olup, davalının çalıştığı belirtilen işyerine ve SGK’ya yazı yazılarak davalının mali durumunun tam olarak tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu konuda deliller tam olarak toplanmadan eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur.Mahkemece; nafaka yükümlüsü bulunan davalı babanın ekonomik ve sosyal durumunun ayrıntılı bir şekilde araştırılıp tespit edilmesinden sonra, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, iştirak nafakasının niteliği, davalının gelir durumu nazara alınarak hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.