MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; davalının idareye ait kayıtsız sayaçtan elektrik kullandığının tespit edilmesi üzerine kaçak elektrik faturası düzenlendiğini, faturaların ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında Karaman 4. İcra Müdürlüğü'nün 2012/369 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğu belirtilerek, itirazın iptaline ve %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında ve karşı davasında; müvekkilinin davacı kuruma 29.4.2011 tarihinde tarımsal sulama elektrik aboneliği için talepte bulunduğunu, talebinin kabul edildiğini, 15.07.2011 tarihinde durdurucu direk dikildiğini, bu tarihten itibaren davalının elektrikten faydalanma imkanına kavuştuğunu, ancak abonelik sözleşmesi tamamlanmadan müvekkilinin elektriği kullanmaya başladığını, kullanılan elektriğin davacı kurum tarafından takılan sayaçtan geçtiğini, davacı kurum görevlileri tarafından 19.07.2011 tarihli tutanak düzenlenerek 20.04.2011-19.07.2011 tarihleri arası için 90 günlük kaçak tahakkuk yapıldığını, davalının 15.07.2011 tarihinden evvel (durdurucu direk dikilmeden) elektrik kullanmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, ayrıca müvekkilinin haksız suretle elektriğinin kesilmesi nedeniyle mahkeme kararıyla, elektriğinin açılmasını, davacı kurum ile aralarında oluşan muarazanın gidirilmesini ve davalı hakkında kötüniyetli icra takibi yapılması nedeniyle takip konusu miktarın %40'dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacı kurumun açtığı itirazın iptali davasının reddine, icra takibinde asıl alacak olarak gösterilen 46.610,18 TL nin %40'ı olan 18.564 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine, davalının açtığı karşı dava hakkında ise davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, İİK.nun 67/2.maddesi gereğince, itirazın iptali davasının reddi halinde alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının icra takibinde haksız bulunmasının yanısıra kötüniyetli olarak icra takibi yapmış olması gerekir. Alacaklı davacının haksız olması tek başına kötüniyet tazminatına mahkum olması için yeterli değildir. Dava konusu olayda, davacının kötüniyetli olarak icra takibi yaptığı ispat edilememiştir. Mahkemece, bu yön gözetilmeksizin davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.