MAHKEMESİ : AFYONKARAHİSAR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/12/2013NUMARASI : 2013/546-2013/604Taraflar arasındaki haksız olarak tahsil edilen kira paralarının yasal faizi tahsili davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili 22/11/2011 tarihli dava dilekçesinde; davalı belediyeye ait olan ..... parseldeki taşınmazı ihale ile 26/05/2008 tarihinde satın aldığını, davalının ihalenin feshi davası açması nedeniyle ihalenin daha sonra kesinleştiğini ve tapunun 25/10/2011 tarinde davacı adına tescil edildiğini, mülkiyetin ihale ile alıcıya geçmesine rağmen 41 ay boyunca taşınmazda bulunan 4 adet kiracının kira paralarının davalı tarafından tahsil edildiğini ileri sürerek, yersiz tahsil edilen 10.000 TL (ıslah ile 19.400 TL) nın, tahsil edildikleri tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birliklte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; talebin yersiz olduğunu, geriye dönük kiraların tahsil edilebilmesi için ihtarname keşide edilmesi gerektiğini, davacı tarafından keşide edilen ihtarnemeden sonra müvekkilinin kira parası tahsil etmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; taşınmazın mülkiyetinin davacıya ihale ile 26/05/2008 tarihinde geçtiği, ihalenin kesinleşmesinin beklendiği, söz konusu taşınmazın alıcı adına 25/10/2011 tarihinde tescil edildiği, taşınmazın kira gelirleri olan 19.400 TL asıl alacak, 2.878,04 TL işlemiş faiz olmak üzere 22.278.04 TL'nın davalı lehine sebepsiz zenginleşme teşkil ettiği gerekçe gösterilerek, 22.278,04 TL alacağın, tahsil edildiği tarihten itiberen yasal faziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, sebepsiz zenginleşme nedeniyle temerrüt faizi yürütülmesi için borçlunun (haksız mal edilenin) ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnemede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur.O halde, davacı tarafından keşide edilen ihtarnamenin tebliğ tarihi açıklığa kavuşturularak, ihtarnamede ödeme için verilen 3 günlük sürenin bitiminden itibaren davalının temerüde düştüğü kabul edilmek suretiyle faiz yönünden karar verilmesi gerekirken, ödeme tarihlerinden itibaren faiz hesabı yapılması doğru görülmemiştir.Bundan ayrı olarak; bilirkişi raporuyla tespit edilen işlemiş faiz, asıl alacağa dahil edilmek suretiyle faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi, TBK'nun 121.maddesinde (BK 104/son) belirtilen faize faiz işletilmesi yasaya aykrı görülmüş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir.Ayrıca, davacı tarfından ıslah edilerek artırılan alacağa yönelik davalı vekili zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de, mahkemece bu hususta olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.