Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1491 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4434 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; müvekillinin, ... köyü 358 parsel sayılı taşınmazın zilyedi olduğunu, 14/08/2013 tarihinde davalıya ait elektrik direğinden çıkan kıvılcım neticesinde müvekkiline ait bağın yandığını, delil tespiti yapıldığını, 20.838 TL zarar tespit edildiğini belirterek; bu bedelin, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; yangının elektrik direğinden çıkan kıvılcımdan doğmadığını, müvekkiline izafe edebilecek bir kusur bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; .... bölgesinde her yıl yaz döneminde ....'a ait elektrik hatlarından kaynaklanan çokça yangın meydana geldiği, elektrik hattının da eski olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, 20.168,67 TL'nin olay tarihi olan 14/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.HMK'nın 266.maddesi gereğince çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde, seçilecek bilirkişinin mesleği itibariyle konunun uzmanı olması da gerekir.Somut olayda; 20.08.2013 tarihli yangın raporunda "davacıya ait tarlada yangın çıktığı, davacının kullanımındaki bağa sıçradığı, 188 adet asma ile 3 adet badem ağacının yandığı" tespit edildiği, yangının çıkış nedenine ilişkin belirlemede bulunulmadığı; 14.08.2013 tarihli tutanak ile ilçe tarım müdürlüğü görevlilerince ve davacı tarafından yaptırılan delil tespitinde ise, ziraat bilirkişisinin, zarar gören muhdesata ilişkin aynı şekilde tespit yaptığı; mahkemece, aldırılan elektrik bilirkişi raporunda da yangının çıkış nedeninin tespit edilemediğinin bildirildiği anlaşılmıştır.Yangının çıkış sebebinin ve kusurun kime ait olduğu hususu teknik ve uzmanlık gerektiren bir konudur. Hakimin hukuki bilgisi ve genel hayat tecrübelerine göre değerlendirebileceği bir konu değildir.Hal böyle olunca; yangın nedeniyle, davacının zararı sabit ise de; yangının çıkış nedeninin, toplanan belgelere ve özellikle alınan bilirkişi raporuna göre, davalıya ait elektrik direğinden çıktığı hususu ispatlanmış değildir. Bu durumda, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken; objektif olmayan ve varsayıma dayanan gerekçelerle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.