Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14907 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17383 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İZMİR 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 24/06/2014NUMARASI : 2014/1721-2014/938Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili, dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisinin mesken elektrik abonesi olduğunu, davalı tarafından 15/02/2002 tarihli kaçak tespit tutanağına dayanarak kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, kaçak elektrik tutanağının usulüne uygun düzenlenmediğini ileri sürerek; davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde, kurum elemanlarının yaptığı kontrolde sayacın devreden çıkartılarak direk enerji kullanıldığının tespit edildiğini ve yönetmeliğe uygun tahakkuk yaptıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulüne, davacı tarafın davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Somut olayda, davalı görevlileri tarafından, elektrik aboneliği davacıların murisi adına olan meskende, sayacın devreden çıkartılarak direk enerji kullanıldığı ve aboneden 3 adet evin enerji aldığı tespit edilmiş, kaçak elektrik kullanmaktan dolayı davacıların murisi adına borç tahakkuk ettirilmiştir.Elektrik kullanımından dolayı fiilen kullanan kişinin haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak, bu sorumluluk davacıların murisi olan abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmamaktadır. Fiilen elektrik kullanan şahsın haksız fiil hükümleri uyarınca, abonenin de sözleşmeden doğan sorumluluğunun bulunduğu, bu durumda kullanımdan her ikisinin de müteselsilen sorumlu oldukları belirgin olmasına göre alacaklının alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen ve kullanıma sebebiyet veren abone olan davacı tarafın sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir. Öte yandan, kaçak tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Davacı taraf, tutanağın aksini ispat edememiştir. Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve sözleşme hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.