MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda yerel mahkemece verilen kabul kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, dava dilekçesinde; dava tarihi itibari ile ...... için aylık 1.000,00 TL, ... için aylık 3.000,00 TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, 13.02.2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 4.000,00 TL yardım nafakasının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, enflasyon oranında nafakanın yıllık artışı hususunda karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.Davalı cevap layihasında; davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile; T.M.K.nun 364/1. maddesi uyarınca dava tarihi olan 17.05.2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı ... için aylık 3.000 TL, Davacı ... için aylık 1.000 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiliyle, davacılara ödenmesine, takdir edilen nafakanın başkaca hükme hacet kalmaksızın her yıl.... verileri oranında artırılmasına, sair taleplerin reddine dair karar verilmiş ; hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Davalının ... Noteri olduğu; boşandığı eski eşine aylık 2.600,00 TL nafaka ödediği, ayrıca reşit olmayan diğer 3 çoçuğunun her birinede ayrı ayrı ayda 350.00'şer TL nafaka ödediği, boşanma protokolünde davacıların her biri yönünden de ayrı ayrı, 350.00 TL ödemeyi kabul ettiği, ayrıca davacıların eğitim giderlerini karşılamayı da üstlendiği, bu doğrultuda boşanma ilamıyla birlikte karar alındığı, ancak nafakanın özellikle eğitim giderlerinin ödenmesinde sorun yaşanınca iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.Yargılama sürecinde davacı ... ......'in....Üniversitesi Rehberlik Ve Psikolojik Danışmanlık 1.sınıf öğrencisi; diğer davacı ... .. ... ise lise son sınıf öğrencisi olduğu anlaşılmıştır.TMK.nun 328/1.maddesinde; "çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler".TMK.nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür".TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." düzenlemesi yer almaktadır.Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır.Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.Somut olayda; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, mirasçılıkta da aynı sırada yer alan dava dışı annenin de nafakaya katılma yükümlülüğü nazara alındığında hükmedilen nafaka miktarı fahiş olup TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiş ve bu husus bozmayı gerektirmiştir.O halde mahkemece yapılacak iş; tarafların ekonomik sosyal durumları değerlendirilerek davacının giderleri ile nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı şekilde dava dışı annenin de davacının masraflarına katlanma yükümlülüğü dikkate alınarak TMK 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.