Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14823 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18028 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : SOMA 2. ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 19/02/2014NUMARASI : 2012/420-2014/60Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalının ........ köyü ....... nolu mesken niteliğindeki elektrik abonesinin kullanıcısı olduğunu, davalının meskeni dava dışı H. B. ' dan aldığını, abone olarak H. B. ' ın kayıtlı olduğunu, ödenmeyen elektrik borçları sebebiyle davalı hakkında Soma İcra Müdürlüğü'nün 2011/2422 dosyası ile icra takibine geçildiğini, borçlu-davalının takibe itiraz etmesi sebebiyle takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, abonelik sözleşmesi iptal edilmedikçe sözleşmeden doğan sorumlulukların kullanana ve aboneye ait olduğunu, bu ikisinin bedelden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40'dan aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; dava konusu yeri Mahmut isimli şahıstan satın aldığını, söz konusu meskeni satın aldığı tarihte kullanılmaz nitelikte olduğunu, ilgili yeri ileride ev yapmak için satın aldığını, buranın elektriğini hiç kullanmadığını, evi satın aldığında borcun ödenmemesi sebebiyle elektriğinin kesik olduğunu, evi satın aldıktan sonra davacının elektriğin kaçak olduğunu tespit ederek takip başlattığını, kaçak elektrik sebebiyle yargılandığı ceza dosyasında beraat ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; itirazın iptali davasının 04.12.2012 tarihinde açıldığı, itiraz üzerine takibin 04.11.2011 tarihinde durduğu, icra dosyasında itirazın tebliğine ilişkin bir belge bulunmadığı, ancak davacı tarafın dava açarken itirazı hangi tarihte öğrendiğini beyan etmediği, hak düşürücü süreye tabi olan bu davada itirazı öğrendiği tarihi bildirmesi gerektiği, itirazın durmasının üzerinden 1 yıl 1 ay geçen itirazın iptali davasının hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin birinci fıkrasında; "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." hükmü yer almaktadır.Anılan yasa maddesinde de açıkça belirtildiği gibi; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir. Nitekim, aynı Kanun'un 62/2. madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir. Somut olayda; itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği bildirildiğine göre, mahkemece davacı alacaklıya tebliğ yapılmadığından 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı gözetilip, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.