MAHKEMESİ : BEYKOZ AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 22/12/2014NUMARASI : 2014/902-2014/1355Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalıların çocuğunun, davacıların çocuğunu torpido patlatmaya götürdüğünü, torpidonun patlaması sonucu çocuğun bir gözünün bu olay nedeni ile görmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 1.000.00 TL maddi, 5.000.00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren reeskont faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.Davacı vekilinin aynı olay nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 19.02.2008 tarihinde açtığı ve iş bu dava ile birleştirilen davada 241.000.00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsilini talep etmiştir. Beykoz 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 06.11.2006 tarihli 2001/239 Esas- 2006/329 Karar sayılı ilamı ile; harcın ikmali için verilen süre sonunda davacı tarafın harcı ikmal etmeyeceğini beyan etmesi üzerine, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacılar vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 29.11.2007 tarih, 2007/1710 Esas ve 2007/15165 Karar sayılı ilamı ile "Davacı, davalının etkili eylemi ile bir gözünün kör olduğunu bildirip, 1.000-YTL maddi, 5.000-YTL manevi tazminat talep etmiş, maddi tazminat talebini 22.02.2005 tarihinde 41.000-YTL olarak harcını yatırmak sureti ile ıslah etmiştir.Ancak, davacı davayı takipsiz bırakmış, ikinci defa işlemden kaldırıldıktan sonra ve bir aylık harçsız yenileme süresi geçtikten sonra yenilemiş, ancak sadece 54-YTL harç yatırmıştır. Davacının harcını yatırdığı miktar olan 4.000.YTL üzerinden davaya devam edilerek sonucuna göre karar verilmesi.." gerekçesi ile bozulmuştur. Bozma ilamına uyan mahkemece yapılan yargılama sonucunda 21.09.2011 tarih 2008/115 Esas ve 2011/264 Karar sayılı ilam ile davanın kısmen kabulü ile 1.000-TL manevi, 3.000-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiştir.Davacılar vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 19.01.2012 tarih, 2011/15435 Esas ve 2012/564 Karar sayılı ilamı ile "Davacının isteminin dayanağının 4721sayılı Medeni Yasa'nın İkinci Kitabı içerisinde yer alan 369. maddenin uygulanmasına ilişkin olduğundan eldeki davaya aile mahkemesinde bakılması gerekir. Mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden..." gerekçesi ile karar bozulmuştur. Bozma ilamı doğrultusunda görevsizlik kararı verilmiş ve dosya Aile Mahkemesine gönderilmiştir. Beykoz Aile Mahkemesi'nin 28.11.2012 tarih, 2012/952 Esas ve 2012/1152 Karar sayılı ilamı ile; davanın kısmen kabulüne 1.000 TL manevi tazminatın ve 3.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle alınmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21.05.2014 tarih ve 2014/7685 Esas ve 2014/7884 Karar sayılı ilamı ile "...Mahkemece birleşen dava hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetli bulunmamıştır..." gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma ilamına uyan mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne 1.000 TL manevi tazminatın ve 3.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden yasal faiziyle alınmasına, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Harca tabi davalarda, her dava açılırken davadan bir başvurma harcı ve nisbi harca tabi davalarda nisbi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır (Harçlar Kanunu 27-28.md)Dava açılırken, harcın eksik alınmış olması halinde mahkemece davaya devam olunabilmesi için harcın Harçlar Kanunu'nun 30 ve 33.maddeleri uyarınca tamamlanması yoluna gidilir ve davacıya eksik harcı yatırması için süre verilir. Şayet verilen süreye rağmen eksik harç ikmal edilmez ise dosya işlemden kaldırılır ve HUMK'nun 409.maddesi (6100 sayılı Yasanın 150.maddesi) uyarınca süresinde tamamlanarak yenilenmez ise açılmamış sayılmasına karar verilir.492 sayılı Harçlar Kanununun "Harç Ödenmeyen İşlemler" başlığını taşıyan 32.maddesinde ise, "Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır." hükmü getirilmiştir.Yukarıda belirtilen madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır.Birleşen davada; davacı vekili söz konusu olay nedeniyle 241.000.00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsilini talep etmiştir. Dava adli müzaharet talepli açılmış olmasına rağmen, adli müzaharet talebi hakkında bir karar verilmediği gibi dava açılırken alınması gereken başvuru harcı ve peşin harç alınmamış, davaya bu şekilde devam edilmiştir. Mahkemece; birleşen davanın reddine karar verilmiş ise de, herhangi bir gerekçe belirtilmemiştir. Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün bulunması, zorunludur. Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa'nın 141/3.maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297.maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.Öte yandan, bazen bir mahkeme kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm veya güçlü delil oluşturup oluşturmayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesi de, o kararın yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür. (Yargıtay HGK.nun 18.10.2006 tarih ve 2006/11-620 E. 659 K.sayılı ilamı).Birleşen davanın gerekçesiz olarak reddi hem Anayasa'nın 141/3.maddesine, hem de HMK.nun HMK 297 maddesine aykırılık teşkil ettiği anlaşıldığından doğru görülmemiş, aynı zamanda adli müzaharet talebi hakkında bir karar verilmeden, başvuru ve peşin harç alınmadan yargılamaya devam edilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.