Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14807 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9439 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın temyiz talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı; davaya konu elektrik abonelik sözleşmesinin kayıp-kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli(PSH) ücretine dayanak yapılan ilgili sözleşme maddelerinin haksız şart olduğunun tespiti ile iptaline; bundan sonra, bu isimler altında kesinti yapılmamasına ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla bu isimler altında (K/K, PSH vb. bedeller) davacıdan haksız olarak tahsil edilen bedellere mahsuben fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 100 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; 6502 sayılı Yasanın 68.maddesinin 1. Fıkrası uyarınca 2015 yılı için 3.300,00 TL’nin altında kalan tüketici hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle bulunulan yerdeki Tüketici Sorunları Hakem Heyetine şikayette bulunulması yasal zorunluluk olup, bu husus Mahkememiz açısından dava şartı niteliğinde olduğundan, dava değeri dikkate alınarak davanın HMK'nın 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.1- Mahkemece; 25/03/2016 tarihli ek karar ile verilen kararın kesin olması nedeniyle, davacı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiş; davacı vekili 25/03/2016 tarihli ek karar ile birlikte 08/09/2015 tarihli mahkeme kararını temyiz etmiştir.Davada, abonelik sözleşmesi gereğince faturaya yansıyan kayıp-kaçak ve sayaç okuma vb. bedellere ilişkin haksız şartların tespiti, bu maddelerin iptali ve ayrıca bu isimler altında bundan sonra kesinti yapılmaması ile fazla tahsil edilen miktardan şimdilik 100 TL'nin davalıdan tahsili talep edilmektedir. Görüldüğü üzere, davacının talebi sadece 100 TL ile sınırlı olmayıp, ileriye dönük ard etkisi yapabilecek belirli olmayan, devamlılık arz eden bir isteme ilişkindir.6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68/1 ve HUMK'nun 427.maddesinde belirtilen kesinlik sınırının davada gözetilmeden, davanın miktar ve değerine bakılmadan temyizi kabil olduğuna karar verilmiştir.Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 13.05.2009 tarih, 2009/13-122 E.-2009/189 K.sayılı, 13.10.2010 tarih, 2010/13-406 E.-2010/503 K.sayılı kararlarında da aynı hususlara değinilmiştir.Bu nedenle, kararın kesin olduğundan bahisle, temyiz dilekçesinin reddine dair mahkemece verilen 25/03/2016 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesinin incelenmesine geçilmiştir.2- Taraflar arasında düzenlenen elektrik abone sözleşmesi gereğince, davacının meskeni ile ilgili abone kaydına gelen faturalarda perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli gibi unsurların yer aldığı anlaşılmaktadır.06.01.2015 dava tarihi itibariyle 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 68/1.maddesinde; "Değeri 2.000 TL'nin altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketim hakem heyetlerine, 3.000 TL'nin altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise 2.000 TL ile 3.000 TL arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz.", aynı maddenin 4.bendinde "Bu madde de belirtilen parasal sınırları her takvim yılı başından itibaren geçerli olmak üzere, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298.maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır" hükmü getirilmiştir.Davacı dava dilekçesinde; abone sözleşmesinde yer alan kayıp-kaçak, sayaç okuma bedeli gibi dayanak yapılan ve faturaya yansıtılan madde ve sair düzenlemelerin haksız şart olduğunun tespiti ile iptalini ve ayrıca ileriye dönük olarak bundan sonra bu isimler altında kesinti yapılmamasını istemiş, ödenen bedellerden ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davacının bu talepleri bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında kurulan sözleşme(abonelik) ilişkisi sırasında davalı tarafından kayıp-kaçak ve diğer bedellerin davacı tarafından ödeme yükümlülüğü altında olup olmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza(çekişme) olduğu, davada da muarazanın(çekişmenin) giderilmesinin talep edildiği açıktır.Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 tarih, 2004/13-417 E.-2004/442 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın men'i(çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Bu tür davalarda hem muarazanın(çekişmenin) varlığının tespiti ve hem de onun önlenmesi(men'i) talep edilir.Bu durumda, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi feshedilmediğine ve davacının sözleşme ilişkisine yönelik davalının muaraza yarattığı ileri sürülerek, muarazanın önlenmesi, sözleşmede yer alan haksız şartların tespiti ile iptali ile ileriye yönelik talep de bulunduğuna göre; davanın, Tüketici Hakem Heyetine başvurulmadan doğrudan Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir, dava şartı oluşmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “... Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır..." şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK'na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir. Ne var ki, uyuşmazlığın temyiz yolu ile Dairemize geldiği aşamada 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişede etkili 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; "Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır." hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na eklenen; Geçici madde 19; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmünü,Geçici madde 20; "Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır." hükmünü içermektedir.Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle temyiz talebinin reddine dair ek kararının kaldırılmasına, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/I maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.