Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14780 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11705 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit, istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, tarımsal sulama amacıyla abonesiz kaçak elektrik kullanıldığı belirtilerek davalı tarafından aleyhine kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, bu bedelin tahsili için takip başlatıldığını, dava konusu tutanağa ilişkin olarak hakkında açılan ceza davasında, kaçak elektrik kullanma eyleminin bir başka şahıs tarafından işlendiği gerekçesiyle verilen beraat kararının kesinleştiğini öne sürerek, davalıya takibe konu olan 3.864 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, daha sonra icra tehdidi altında yargılama sırasında borcu ödediğini, bu nedenle davaya istirdat davası olarak devam edilerek haksız olarak ödenen 6.785,04 TL’nin istirdadına karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının kaçak elektrik tutanağına konu borçtan sorumlu olmadığı, dava değerinin ödenen 6.785,04 TL’ye çıkarılmasına ilişkin yapılmış ıslah talebi de bulunmadığı, bu nedenle davacının davasının 3.864 TL üzerinden kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir.Davacının temyiz itirazlarına gelince, dava, icra takibinde talep edilen miktarda borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, yargılama sırasında takip konusu borcun fer'ileri ile birlikte ödemek zorunda kalındığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. İİK.nun 72/6.maddesi hükmünce, menfi tespit davasının açılmasından sonra yargılama sürecinde borç ödenmiş ise ıslaha dahi gerek olmaksızın davacının talebi üzerine davaya istirdat davası olarak devam olunur. Nitekim yerel mahkeme gerekçesinde de anılan yasa hükmüne değinilmiştir. Ne var ki mahkemece, menfi tespit davasındaki dava değerinin ödenen 6.785,04 TL’ye çıkarılmasına ilişkin yapılmış ıslah talebi de bulunmadığından bahisle menfi tespit davasına konu miktardan fazlası için istirdat kararı verilemeyeceği gerekçesi ile sadece menfi tespit davasına konu bedelinin istirdadına hükmedilmiştir. Oysa takibe konu edilen bedeli yanında ödeme tarihine kadar işlemiş faiz de gözetildiğinde yargılama sırasında ödenen toplam bedelin istirdadına karar verilmesi anılan yasa hükmü gereğidir. Mahkemece, istirdat yönünden yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.