MAHKEMESİ : İSTANBUL 6.AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 30/01/2014NUMARASI : 2013/48-2014/56Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dava dilekçesi ile davalının açtığı boşanma davasının reddedildiğini, o davada hükmedilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesi ile sona erdiğini, davacının annesinin evinde kaldığını, davalının katkıda bulunmadığını belirterek aylık 1.000.00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili davanın reddini istemiştir.Mahkemece davacının ayrı yaşamada haklı olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.TMK'nun 195.maddesi gereğince, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı Yasa'nın 197.maddesine göre; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK. md. 186/son).Somut olayda; evlilik birliğini kurma görevi, reddedilen boşanma davasıyla kusurlu durumda bulunan davalı kocaya düşer. Reddedilen boşanma davasından sonra davalı koca tarafından evlilik birliğinin kurulması konusunda herhangi bir çaba sarfedilmemiş barış girişiminde de bulunulmamıştır. Taraflar arasında evlilik birliğinin tekrar kurulamadığı, tarafların halen ayrı yaşadıkları sabittir. Davacı kadın ayrı yaşamakta haklıdır. Ayrı yaşamakta haklı olan davacı kadın için TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun bir miktar tedbir nafakasına hükmolunması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.