Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14762 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11767 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, davalı belediyenin başlattığı kendi evini kendin yap 2.Etap projesine katıldığını, kendisine tahsis edilen 32677 ada 2 numaralı parselin 1/2 hissesinin bedeli olan 8.500.000.-TL.nı ödediğini, ancak projenin sonradan iptal edildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere arsanın rayiç değeri olan 15.000, TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş, 10.07.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle de alacağını 34.117,65 TL’ye çıkartmıştır.Davalı, idari yargı yerinin görevli olduğunu, projenin iptalinin zorunlu nedenlerden kaynaklandığını, davacının ödediği bedeli kendisine bildirilmesine rağmen almadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle 34.117,65 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendler kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Yanlar arasındaki uyuşmazlığın, davalı Belediyenin maliki bulunduğu taşınmazı 775 sayılı Gecekondu Kanununun 25 ve 26. maddeleri uyarınca davacıya satmasına ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı sabit olup; taraflar arasında yapılan bu sözleşme geçerlidir. Geçerli sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacı, satış bedelini ödediğini ispat etmek koşuluyla taşınmazın ifasının imkânsız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebilir. Bu nedenle, mahkemenin davacının tahsis edilen arsanın rayiç değerini isteyebileceği yönündeki değerlendirmesi yerindedir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2007 yılı ve sonrasına ilişkin taşınmazın nitelikleri soyut ifadelerle açıklandıktan sonra rayiç değerin tespit edildiği anlaşılmaktadır. Oysa, bir iktisadi kıymetin değerleme günündeki alım satım değeri (piyasa değeri) olan rayiç değerin, ifanın imkansız hale geldiği tarihten önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının, fiyat artış endeksleri uygulanmak suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle belirlenmesi gerekir. Bu açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, bilirkişi raporunun hüküm vermeye yeterli olmadığı belirlenmiştir. Buna göre mahkemece; taraflara, tahsis edilen taşınmaza yakın bölgelerden ve ifanın imkânsız hale geldiği tarihe yakın zaman içinde yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkân tanınmalı, gerektiğinde resen emsal celbi yoluna gidilerek, bu emsallere göre tahsis edilen taşınmaza değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmak suretiyle denetime imkân veren bilimsel verileri içeren rapor alınmalı ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Bu itibarla; mahkemece eksik ve hüküm kurmaya elverişli bulunmayan bilirkişi raporuna itibar ederek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır, bozmayı gerektirir. 3-)Ayrıca Davacı, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 15.000,00 TL nin faizi ile tahsilini talep etmiş, 10.07.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle de alacağını 34.117,65 TL’ye çıkarmış ve sözkonusu bedelin ifadan vazgeçildiği, tarih itibariyle mevduata uygulanan en yüksek reeskont faiz oranıyla birlikte tahsilini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş,19.117,65 TL nin ıslah ile arttırılan 19.117,65 TL nin ıslah tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken, 34.117,65 TL nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bent gereğince temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 24.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.