MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin oğlu ile davalının nişanlandıkları, oğlu askerden dönünce davalının nişanı bozduğunu ve ayrıldıklarını belirterek, nişanda takılan 26 gr 1 adet ... burması, 25 gr Adana burması, küpe, kolye ve 1 yüzüğün (alyans dışında) iade edilmediğini belirterek, bunların aynen iadesi olmazsa bedelinin tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, altınların iade edildiğini belirterek, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; dava dilekçesinde belirtilen ve nişanda takıldığı anlaşılan 2.959,54 TL değerindeki takıların mutat sayılabilmesinin, yöresel örf ve adete göre verilen hediyeler olması yanında maddi değerinin de günün koşullarına göre fahiş olmasına bağlı olduğu, fahişlik olgusunun tarafların mali ve sosyal durumları ile ölçülmesi gerektiği takıların değerinin, davacının sosyal ve ekonomik durum araştırması bakımından fahiş olmadığı ve bu hediyelerin bilirkişi raporu ve tanık beyanlarına göre mutat hediye olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.TMK.nun 122.maddesine göre; nişan bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, mevcut değilse karşılığı bedel sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri verilir. Kural olarak, giyilmekle ve kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı, kuaför gideri vs. gibi) eşyaların iadesine karar verilemez. Alışılmış mutad hediyelerden kasıt giyilmekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Yargıtay'ın Yerleşmiş Uygulamalarına göre de nişan yüzüğü dışındaki altın ve ziynet eşyası mutad hediye kapsamında olmayıp, iadesi gerekmektedir.O halde mahkemece; nişan yüzüğü dışındaki (niteliği gereği, mutad olmayan) davacı istemlerine yönelik talebi değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, itibar edilmeyen gerekçeler ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.