Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14729 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14113 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dava dilekçesinde; davalı ile 24.01.2001 tarihinde satış senedi düzenleyerek ... İlçesi...Köyü Köprü Mevkiinde bulunan doğusu ve kuzeyi ..., güneyinde ..., batısı köy yolu olarak 3.000 m²'lik taşınmazın kendisine satıldığını, davalının başkasına ait yeri kendisine satmış olduğunu ve kadastro geçince asıl sahibi adına kaydedildiğini, Kadastro Mahkemesinde açtığı davanın reddedildiğini belirterek, taşınmazın bugünkü değeri olan 50.000 TL'nin davalıdan faiziyle tahsilini talep etmiştir.Davalı, yargılamada davanın reddini dilemiştir.Mahkemece;... Köyünde bulunan 168 ada, 69 ve 70 parseldeki taşınmazların kadastro tespitinden önce hak sahibi olmayan davalı tarafından davcıya satıldığı ancak, kadastro çalışmalarında gerçek hak sahipleri olan dava dışı kişiler adına tespit ve tescil edildikleri gerekçe gösterilerek, 13.667,90 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.Hükmü, davalı temyiz etmektedir.Mahkemece, taraflar arasında yapılan satış senedi 24.01.2001 tarihinde tanzim edilmiştir. Kadastro tespitinin 2005 tarihinde yapılmış olmasına göre; satış senedinde belirtilen 3.000 m² yerin hangi parsele tekabül ettiği belirlenmek ve davacı adına tespit ve tescil gören 98 nolu parselin taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu edilen yer olup olmadığı, 69 ve 70 nolu parsellerin yüzölçümü ve satışa konu edilen miktarda gözönüne alınmak suretiyle, satışa konu taşınmazın hangi parselleri kapsadığı bilirkişi incelemesi ile belirlenmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerekir.Mahkemece, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.