Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14709 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9298 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ANKARA 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/06/2014NUMARASI : 2012/632-2014/336Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dava dilekçesinde; davacılar murisi F. S.'e ait olan Ankara ili, Mamak İlçesi, .... Mahallesinde kain imarın ... ada 4 parselinde kayıtlı arsa üzerinde bulunan “.....Mahallesi Kafdağı Sok No : 40 adresindeki yapının, davalının da aralarında bulunduğu tapu malikleri tarafından ortaklığın giderilmesi davasına konu edilip, üzerindeki yapı ile taşınmazın toplamda 651.000TL bedelle satıldığını, yapı bedeli olan 24.116,60TL'nin davalı hesabına ödendiğini, davalının sebepsiz zenginleştiği, 892,31TL işlemiş faiz ile birlikte 25.008,91TL' nin tahsili için başlatılan takibe itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının tapu maliklerinden olduğu, ortaklığın giderilmesi davası neticesinde hissesine düşen bedeli aldığını, sebepsiz zenginleşmediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, davacıların murisine ait olan 40 nolu yapının bilirkişi tarafından belirlenen bedelini davalıdan talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle itirazın 24.116,60TL asıl alacak yönünden iptali, işlemiş faiz isteminin temerrüt bulunmadığından reddi, icra inkar tazminatı isteminin ise alacağın varlığının yargılama gerektirdiği gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Davacılar murisi F. S.'in davalının da hissedarı olduğu taşınmaz üzerine gecekondu yaptığı anlaşılmaktadır.MK.nun 722/1.maddesi gereğince; "Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin ya da bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazisinin bütünleyici parçası olur." 2.fıkra hükmüne göre de "arazinin maliki de rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir." MK.nun 723.maddesi gereğince ise; "malzeme sökülüp alınmaz ise, arazi maliki malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar, bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.” Somut olayda; arsa vasıflı 37640 ada 4 parsel sayılı taşınmaz(çaplı taşınmaz) üzerine davacılar murisi F. S. tarafından yapıldığı ileri sürülen 40 nolu yapının, 03.06.1983 tarihli Belediye İmar Müdürlüğü'ne yapılan başvuruya istinaden gecekondunun 01.10.1983 tarihinden önce yapıldığı, harç ile birlikte arsa bedeli olan 131.298 TL'nin ödenmesi halinde tapu tahsis belgesi verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacılar veya murisleri adına tapu tahsisi bulunmamakta ise de, dava dışı taşınmaz hissedarı Mamak Belediyesi tarafından, ortaklığın giderilmesi davasında, taşınmaz üzerinde davacılar murisi F. S.'e ait gecekondunun bulunduğu defaten dile getirilmiştir. Davacıların, murislerinin ölümü ile 2005 yılında yapının veraset intikal vergisini ödediği; 2007, 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ait kira sözleşme ve tanık beyanları ile yapıyı kiraya vermek suretiyle kullandığı anlaşılmaktadır.Mali müşavir bilirkişi tarafından ortaklığın giderilmesi ve satış dosyası üzerinde yapılan inceleme ile, üzerindeki muhdesatlar ile birlikte 1.068.355TL bedelle satışa arz edilen taşınmazın 651.000 TL bedelle satışı ile davaya konu yapının satış bedeli içerisindeki payını net 27.710,31 TL olarak hesaplamış, mahkemece alınan rapora dayanarak hüküm tesisi isabetli olmamıştır.Oysa ki, mahkemece yapılacak iş; davacılara ait olduğu saptanan muhdesatla ilgili, ortaklığın giderilmesi davası satış dosyasındaki satış tarihi itibariyle taşınmazın muhdesatla birlikte satılması halindeki gerçek sürüm değeri ile bu muhdesatlar olmaksızın yalın haliyle satılması durumundaki gerçek sürüm değerini, konusunda uzman bilirkişi veya kurulundan alınacak gerekçeli, dayanaklarını, gösterir taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bir raporla belirlemek, bu yolla bulunacak iki değer arasında fark oluştuğunda bunları birbirine oranlamak, bulunacak oranı, ortaklığın giderilmesine ilişkin satış dosyasındaki satış bedeline uygulayarak muhdesatlar nedeniyle davalıların zenginleştikleri miktarı tespit edip, bir karar vermek; muhdesatlı değer ile muhdesatsız değer arasında bir fark bulunmaması halinde ise davanın reddine karar vermekten ibarettir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.